53
le bakılıyor olması onu hep hüzünlendirir.
Yalnızlığı kendisine yakıştırır, sürekli okuma uğra-
şında, münzevi bir kişilik sergiler.
1950’ler, Türkiye’nin de farklı bir döneme girdiği yıl-
lardır. Çok partili hayata geçiş... Yıllar süren CHP
iktidarının sonu... Milletin DP’ye destek verdiği ve
onun hakiki bir parti olmasını beklediği yıllar...
Büyük Doğu
dergisi ve cemiyetinin bir türlü sürekli-
lik kazanmadığı yıllar...
Başvekil Adnan Menderes,
Büyük Doğu Cemiyeti
’nin
büyüyüp DP’nin önünü keseceğine dair bir vehme
ikna edilmiştir.
Birinci sınıfın sonundaki imtihanlarda parlak bir ba-
şarı gösterir.
1951 güzünde yazdığı
Yağmur Duası
şiirindeki dize-
ler, talihsizliğe atılan taşlar gibidir.
“Ben geldim geleli açmadı gökler
Ya ben bulutları anlamıyorum
Ya bulutlar benden bir şey bekler
Hayat bir ölümdür, aşk bir uçurum Ben geldim geleli aç-
madı gökler.”
41
1952 baharında 19 yaşında ve Mülkiye ikinci sınıf-
ta iken uzun bir şiir üzerine çalışmaktadır: Monna
Rosa.
O yıllarda gül, bülbül kavramları alay konusu edilir.
41
Sezai Karakoç; Şiirler IX,
Monna Rosa
, İlk Şiirler, 3. Basım, Diriliş Yayınla-
rı, İstanbul 1998.