54
O ise, özellikle gül kavramının yeniden diriltilmesi
gerektiğini düşünür. Modern bir ‘Leyla ve Mecnun’
denemesi olarak yazar Monna Rosa’yı. Ve bir mesi-
re yerinde ısrar üzerine okur. Cevat Geray
-Sonradan
profesör olup, SBF’de dekanlık yapacaktır. O zamanlar
bir üst sınıfta öğrencidir.-
alır şiiri.
Hisar
dergisinden
arkadaşlarına verir. Şiir, sürpriz biçimde
Hisar
’da ya-
yımlanır.
İlk iki tehlike: İlki, Monna Rosa şairi olarak anılmak.
İkinci tehlike ise Monna Rosa hakkında konuşulan-
lar. Şiirden şairinin hayatına, şairinin hayatından şi-
ire yapılan geçişler yapılır. Ona göre; bu şiir üzerine
kurulan bütün senaryolar, hikâyeler uydurulmuş
şeylerdir.
“Şiiri, hayatın bir fotoğrafı gibi düşünmek şii-
ri hiç anlamamak demektir.” der.
Devamı da gelir Monna Rosa’nın. Dört bölüm hâlin-
de tamamı, 1953 yılında
Mülkiye
dergisinde yayım-
lanır.
Yalnızlıkla, idealle, şiirle, gençlik duyarlıklarıyla ve
hüzünle geçen bir yıldır 1952.
Güncel politikaya pek yakın durmaz; çünkü; “Ülke-
nin yarası derindedir.”
Fakülte üçüncü sınıfta iken, şubat ayında Malat-
ya hadi- sesi yaşanır. Davayı takip eder, hapisha-
neye, üstadı Necip Fazıl’ı ziyarete gider. Üzgündür,
umutsuzdur. Malatya olayı, Menderes hükümetinin
CHP gibi davranması sonucunu doğurur. Üstadına
göre bu dava dosyası bir iddianame değil, bir siya-
setnamedir. Hatta bir rezaletnamedir.