31
sonra tekrar sorar isimlerini. Hepsi tekrar söyler.
Yarım saat içinde birkaç kez, senin ismin neydi, seni
ismin neydi diye hepsine
sorar. Üçüncü veya dör-
düncü sormada, şimdi hatırladım, der. İsimlerini
unuttuğundan değil, nereden hatırladığını bulama-
dığından sorduğu anlaşılır. Sonunda, Maraş’ta yerel
gazetelerde edebiyat sayfası hazırlayan gençler ol-
duklarını hatırlar. Hepsi rahatlar.
Maraş’ı ve Pakdil’i hatırlayan Karakoç çekmecesin-
den bir demet gazete kupürü çıkarır, ben de bunları
on-on beş gündür biriktiriyordum, Nuri’ye gönde-
receğim, der. Pakdil o sıra Bitlis’te askerliğini yap-
maktadır. Karakoç’un elindeki kupür demeti ha-
pisten yeni çıkan Necip Fazıl’ın gazete yazılarıdır.
Necip Fazıl o sıralarda
Son Posta
gazetesinde köşe
yazarlığı yapmaktadır.
Son Posta
Bitlis’e gitmediği
için Karakoç, Necip Fazıl’ın yazılarını kesip Pakdil’e
göndermektedir.
Koyu bir sohbet başlar tanışmanın ardından. Necip
Fazıl’dan söz açılınca 27 Mayıs darbesini değerlen-
dirir. Necip Fazıl, 27 Mayıs darbesinde tutuklan-
mış, bir buçuk yıl hapis yatmıştır. O yıllarda Necip
Fazıl’ın hayatı mahkemelerle hapishaneler arasında
geçmektedir. 1957’de sekiz ay dört gün hapis yat-
mıştır. 1959’da aleyhine birçok dava açılmış, 101
yıl hapisle yargılanmış, mahkeme kararlarının bir
bir aleyhine sonuçlanması üzerine Niğde cezaevi-
ne gönderileceği sırada 27 Mayıs darbesi olmuştur.
Darbenin ilk radyo duyurularından birinde zaten
çıkmayan
Büyük Doğu
’nun kapatıldığı ilân edilmiş-
tir. 6 Haziran gecesi evinden alınan Necip Fazıl, dört