70
Mavera
çevresi,
Mavera
ortamı; unutulmaz dost-
lukların, sohbetlerin, dayanışmaların, kayda geçe-
cek ve kayıtlarda kalacak dostlukların ortamıdır.
1980’li yılların başlarında,
Mavera
bürosunda ilginç
kimi tartışmalar, yorumlar, değerlendirmeler ya-
pılır. Bunların başlıcaları, ‘
Tasavvufu nasıl anlamalı-
yız?’, ‘Sanat/edebiyatı nasıl anlamalıyız?’, ‘İran İslam
Devrimini nasıl anlamalıyız?’, ‘Politik partiler içerisinde
siyaset yapmayı nasıl anlamalıyız?’
gibi tartışmalardır.
Çay ve sigara eşliğinde, Cahit Zarifoğlu bir köşe-
de, Erdem Bayazıt başka bir köşede şiirini yazarken
Rasim Özdenören son öyküsü üzerinde çalışmakta-
dır.
Özdenören; evrensel yalanların, bastırılan hakikat-
lerin ve şeyleşmiş varoluşların dünyasında; ilahî
hakikatin, niteliğin, bilgeliğin ve içtenliğin sesi ol-
maya devam eder. Popülist demagojilerin, yöne-
lişlerin, hızlı ve büyük savrulmaların, sansasyonel
hayatların ve yorumların, düşünsel ataletin, piyasa
mantığının egemen olduğu düşünce ve kültür haya-
tımızda, her dönemde zihinsel ve ruhsal bağımsız-
lığı/özgürlüğü, zihinsel ve ruhsal yoğunluğu/derin-
liği, kuşatıcı ve güçlü yorum yeteneğini, analitik bir
bakış açısını temsil eder; çağdaş dünyanın düşünsel,
kültürel, siyasal kavramlarını, yaklaşımlarını büyük
bir yetkinlikle sorgular.
Hayatı boyunca düşünsel modalara iltifat ve itibar
etmez, kendisi de hiçbir zaman moda olmaz; düşün-
celerini içinden geçtiği gibi söyler/yazar; itidalin, öl-
çünün ve sağduyunun vicdanı olur; bilinçli bilginin
ve bilinçli kişiliğin onurlu bir ifadesi olur.