146
ben o tarihte şunu da biliyorum: Efendimize risaletin na-
zil oluşu kırk yaşında. Bunu da biliyorum. Kırk yaşına
kadar biz bu sınanmayı yaşayacağız. Kırk yaşına kadar
bu işler olacak bitecek ve biz kırk yaşında ürünümüz her
neyse vermiş olacağız ve hayata elveda diyeceğiz. Benim
o kırk yaşım hâlâ daha ileride duruyor. O kırk yaşına ula-
şabildiğimi söyleyemiyorum. Henüz kırkına merdiven
dayamamış bir yaştayım. Tul-i emel de değil, onu da söy-
leyeyim. Ölüm korkusu, falan filan... hamd olsun, ölüme
her zaman hazırım.”
Kitap Adları:
Kitaplarını adlandırırken son kitaplar-
da tek sözcük kullanmayı tercih eder.
Kuyu, Hışırtı,
Toz... Ansızın Yola Çıkmak
işi bozar.
“Alâeddin’in ölü-
münden sonra devam edemedim dediğim öykünün adı
“Pencere” idi, Sevgili diye andığım öykü, onu da Cemal
Şakar’ın Pencere isimli kitabı çıkınca Sevgili yaptık.
Şakar’ın kitabında pencere metaforuna fazla rastlaya-
madım ben. Var, bir iki yerde böyle bir şey geçiyor; ama
benimki çıkınca görülecek, pencerelerle doğrudan alakalı
bir şey. Sevgili ve pencere metaforu doğrudan kullanılan
bir şey. Bu öykülerdeki mekân böyle yarı fantastik yarı
reel bir şey. Şimdi yeni tasarılar nedir, diye sordun. Yeni