148
yon gerektiren bir eylemin bu kadar rahat bir biçim-
de yapılıyor olması bir hayli ilginçtir.
Lise:
Okuldan, dersten kaytarmak gibi bir derdi yok-
tur. Çünkü, derslerle arası çok iyidir. Dersleri sınıfta
dinler ve dinlediği yeter ona. Ödev falan yapmaz.
Derslerine hazırlandığını hiç hatırlamaz. Bunları, sı-
nıfta dinler can kulağıyla.
Müstear Adlar
:
Abdulgaffar Taşkın ve Celil
Kahvecioğlu adlarını kullanır. Bir de geçenlerde bir
arkadaşı ortaya çıkartır, Mahmut Çukuroba’yı. Bu
adı kullanır bir hikâyesinde.
“Celil Kahvecioğlu ismiy-
le birkaç yazı yazdım. Bir yıl boyunca da o isimle hafta-
lık Yeni İstiklal gazetesinde edebiyat sayfası hazırladım.
Baba sülalesine Kahveciler derlermiş. Oradan ‘esinlene-
rek Kahveciler veya Kahvecioğlu soyadını almak istemiş-
ler. Ancak o zamanki nüfus memuru ‘oğlu’ olmaz demiş.
Bunun üzerine babam Ören soyadını almak istemiş. Ören
adı da daha önce alınmış, dayım da demiş bizimki de
Özdenören olsun. O ismi öyle almışlar. Kendi kardeşle-
rine ailesine telgraf çekmiş bu ismi aldık, siz de aynı ismi
seçin. Fakat o telgraf oraya gittiğinde Özdenören soyadı
Özdengil’e dönüşmüş.”
Modernizm:
Her iyi modern sanatçı gibi moder-
nizme düşmandır. Rasim Özdenören hem dil hem
de üslup olarak moderndir. Geleneksel dil ve üslup
anlayışları ile ilişkilendirilemeyecek bir
yazı stiline
sahiptir. (Evet, üsluptan ziyade stil..)
Necip Fazıl’ın şiirinin, içerik olarak doğulu, üslup
olarak batılı bir şiir olduğu şeklindeki çözümleme-
si Rasim Özdenören için de geçerlidir. Özdenören,
analitik bir kafaya ve kaleme sahiptir. Ayrıntılara,