Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 154

152
Sivil Toplum Örgütleri:
Siyasi partilerle, dernekler-
le hiç ilgilenmez. Siyasi faaliyetler, sendika, dernek
gibi uğraşları uzaktan izler. Hiçbir derneğe üye-
liği yoktur. Yazarlar Birliği’ne, gıyabında, Erdem
Bayazıt,
‘Rasim de nasıl olsa buraya üye olur’
düşünce-
siyle üye kaydettirir. Erdem’in hatırı için orada öyle
üye olarak durduğunu söyler.
‘Duymasınlar, ama
hiç aidat ödemedim.’
itirafını da ekler. Akif İnan’ın
Memur-Sen’ine
‘adam lazım, şu bu’
diye birisi evine
gider. Gece boyunca Özdenören’e yalvar yakar, ‘
İşte
seni üye yapalım, senin şahsında başka üyeler de kaza-
nırız’
gibi şeyler söyler. Der ki: ‘
Madem o kadar ısrar
ediyorsun, peki kaydet, seçim olduktan sonra da sil.’
Bir
yerlerde kaydının olmasından hoşlanmaz. Sildi mi
silmedi mi, bilemez.
Siyaset:
Hayatında hiç afiş asmamıştır, duvarlara
herhangi bir yazı yazmamıştır. Afişi, bir sanat ürünü
ise ona bir sanat eseri, grafik olarak bakar ve beğenir.
Milletvekili olmak, aklından geçmez. Kendi yaptığı
işe, hâlihazırda yaptığı işe saygı duyar. Sanatçı ki-
şiliğinin, kendi yaptığı işle ilgisi olmayan bir konu-
da heder edileceğini düşünür. Memuriyette kendi
vaktine sahip olabilir, ama milletvekilliği farklı bir
şeydir.
Şiir:
Edebiyat kitaplarında tür adı altında incelenen
şiirden yazmaz. Roman, öykü; bunların hepsini şiir
olarak görür. Çünkü, bütün bunlar felsefi anlamda
şiirdirler. Osman Sarı
Yedi İklim
’de öykülerini şiire
benzetir. Bazı öykülerden cümleleri alt alta getirir.
‘Bunlar şiir değilse, ne?’ der.
“Kendimde şiir potansiye-
li olduğunu biliyorum, ama şiir yazmak, roman yazmak,
1...,144,145,146,147,148,149,150,151,152,153 155,156,157,158,159,160,161,162,163,...164
Powered by FlippingBook