Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 43

GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
41
Türkiye’de Genç İşsizlik Sorunu ve Çözüm Önerileri
ve ihracata dönük sanayileşme stratejisinin benimsenmesi ile imalat sektörünün önemi
artmıştır. Ancak altyapı ve diğer sıkıntılar sebebi ile imalat sanayisinde yeterli gelişme kay-
dedilememiştir. Bu durum da yeni iş olanaklarının açılmasını güçleştirmiştir.
Ekonomide yatırımların öneminin artmasıyla finans sektörünün belirleyiciliği de artmıştır.
Finans sektörü hacim olarak fazla ancak istihdam pozisyonu oluşturma potansiyeli az
olan sektörlerden olduğundan istihdam pozisyonlarının oluşmasında beklenen etki yaşan-
mamıştır. Diğer etki ise konut yatırımlarının ekonomide sürekli artan konuma gelmesinden
kaynaklanmaktadır. Konut yatırımları genellikle kalifiye olmayan beden gücüne dayalı is-
tihdamı artırmaktadır. Ayrıca konut sektörü devamlılığın sağlanmasının zor olduğu sektör-
lerden biridir. Bu sebeplerle konut sektörünün diğer sektörlerden daha fazla büyümesi,
uzun dönemde işgücü piyasasına olumsuz olarak yansıma potansiyeli taşımaktadır.
İşgücü piyasasındaki bu dengesizlik oluşturacak etmenler genç işsizliği iki farklı yolla et-
kilemektedir. Birincisi dengesiz sektörel gelişme, ikincisi ise istihdam oluşturmayan büyü-
medir. İşsizlik ve işgücüne katılım oranlarındaki değişme de genç işsizliği etkilemektedir.
İşsizlik oranlarındaki artış hem nominal hem de reel olarak genç işsizliğin artmasına neden
olmaktadır. İşgücüne katılım oranlarında gerileme ise sadece nominal olarak genç işsiz-
liğin azalmasına sebep olmaktadır. Ekonomik konjonktürdeki sıkıntı ortadan kalktığında
bireylerin iş bulma konusundaki inançlarının tekrardan kazanmaları, genç işsizliğin ve iş-
gücüne katılım oranının artması sonucunu doğuracaktır. Bu durumda genç işsizliğin azal-
tılması için yürütülen politikaların başarısının sorgulanmasına sebep olacaktır.
Genç işsizlik oranlarının yüksek olmasının işgücü piyasasından kaynaklı nedenlerinin ba-
şında dengesiz göç hareketleri gelmektedir. Gelişen ulaşım olanaklarına tarımda makine-
leşmenin etkisiyle azalan emek talebi de eklenince kırsal kesimde açığa çıkan işgücü arz
fazlası göç hareketliliğini artırmaktadır. Bu durum toplumsal değişim sürecini başlatmış
ve işgücü piyasasının dengesinin bozulmasına neden olmuştur (Yüceol 2011: 34). Söz
konusu etkene 2011 yılında başlayan ve kısa sürede iç savaş halini alarak kitlelerin ulusla-
rarası göçüne sebep olan Suriye olaylarının eklenmesiyle Türkiye işgücü piyasasında göç
faktörünün etkisi daha derin hissedilmiştir.
Tablo 2: Suriyeli Sığınmacı Sayıları
YILLAR
Sığınmacı Sayıları
2011
0
2012
14,234
2013
224,655
2014
1,519,286
2015
2,503,549
2016
2,834,441
2017
2,978,995
Kaynak: Türkiye Göç İdaresi Genel Müdürlüğü
1...,33,34,35,36,37,38,39,40,41,42 44,45,46,47,48,49,50,51,52,53,...216
Powered by FlippingBook