158
Aylin Yalçın Irmak & Meryem Metinoğlu
(68.10±6.23 en çok:100-en az:20). Örneklemini hemşirelik öğrencilerinin oluşturduğu ve
aynı ölçme aracı kullanılmış diğer bazı çalışmalarda da empatik eğilim puan ortalama-
larının orta düzeyde olduğu gösterilmiştir (Arifoğlu ve Razı, 2011, s. 7-11; Tutuk ve ark.,
2002, s. 36-41; Uncu ve ark. 2016). Arifoğlu ve Razı (2011, s. 7-11) çalışmasında, empatik
eğilim yükseldikçe bireyin iletişim becerilerinin de yükseldiğini tespit etmiştir. Ölçekten
en yüksek 100 puan alınabileceği ve hemşirelik bakımında iletişimin önemi göz önünde
bulundurularak, öğrencilerin mesleki eğitimleri sırasında empatik eğilimlerini ve becer-
ilerini geliştirmeye yönelik yapılan tüm çabaların çok değerli olduğu söylenebilir. Diğer
taraftan bazı çalışmalar eğitim yılı arttıkça empatik eğilim ölçek puan ortalamalarının
arttığına dikkat çekmektedir (Cevahir ve ark. 2008, s. 5-13; Tutuk ve ark. 2002, s. 36-
41; Uncu ve ark. 2016). Bu çalışmanın bulgularına göre ise sınıflara göre empatik eğilim
puan ortalamaları arasında anlamlı fark bulunmamıştır. Mete ve Gerçek (2005, s. 11-17)
tarafından probleme dayalı öğretim yöntemiyle eğitim gören 192 hemşirelik öğrencisi ile
yürütülmüş çalışma sonuçları, bu bulguyu desteklemiş ve sınıflar arasında empatik eğilim
puan ortalamaları arasında fark olmadığı belirtilmiştir.
Bu çalışma kapsamında girişim grubu 14 hafta (28 saat) süresince vaka temelli rol play
etkinliklerine katılmıştır. Girişim grubundaki öğrencilerin empatik eğilim düzeyi girişim
uygulanmayan öğrenciler ile karşılaştırıldığında aradaki fark istatistiksel olarak anlamsız
bulunmuştur. Konu ile ilgili bazı yayınlar incelendiğinde hemşirelik öğrencilerinin “empatik
beceri”lerinin lisans eğitiminde etkili eğitim yöntem ve uygulamalarıyla gelişebileceğini
göstermektedir (Arifoğlu ve Razı, 2011, s. 7-11; Ay, 2006, s. 95-105; Mert ve Sezgin,
2011, s. 9-13; Mete ve Gerçek 2005, s. 11-17). Bu araştırmaların bir kısmı “empati eğiti-
mi” bir kısmı da “iletişim becerisi eğitimi” adı altında bu becerinin geliştirilebileceğini
savunmaktadır. Araştırmacıların çoğu birbirlerinin yerine de kullanılan bu kavramlardan
empatik beceriyi, genellikle genel iletişim becerisinin bir parçası olarak kabul etmektedir
(Dökmen, 1988, s. 155-190). Öte yandan literatürde empatik eğilimin eğitim ile geliştiği-
ni (Sabancıoğulları ve ark. 2007, s. 1-6; Tutuk ve ark. 2002, s. 36-41) ve gelişmediğini
gösteren (Arifoğlu ve Razı, 2011, s. 7-11; Mete ve Gerçek 2005, s. 11-17) çalışmalar
bulunmaktadır. “Eğitim ile empatik beceri ve empatik eğilim geliştirilebilir mi?” sorusu-
na yanıt arayan Karaca, Açıkgöz ve Akkuş (2013, s. 118-123) empatik beceri geliştirme
programı ile hemşirelik birinci sınıf öğrencilerinin empatik becerilerinin önemli oranda art-
tığını ancak öğrencilerin empatik eğilimlerinde değişiklik olmadığını tespit etmişlerdir. Elde
edilen literatür ışığında etkili bazı girişimlerle empatik becerinin geliştirilebileceği fakat
duygusal düzeyde değişimi ifade eden empatik eğilim için bu girişimlerin etkisiz kaldığı
görülmektedir. Bu araştırma kapsamında da haftada 2 saat olarak yürütülen vaka temelli
rol play etkinliklerinin öğrenci hemşirelerin empatik eğilim düzeyleri üzerinde yeterince
etkisinin olmadığı bulgulanmıştır. Bir eğitimin içeriğinin yanı sıra süresi de önemlidir. Bu
nedenle empatik eğilim davranışı kazandırma sürecinde rol play etkinliklerinin daha uzun
süreye genişletilmesinin yararlı olacağı düşünülmektedir. Mete ve Gerçek (2005, s. 11-17)
çalışmasında bu bulguyu, empatik eğilimin beceri ya da bilişsel gelişimden çok tutum
gelişimi ve kişilik değişimi gerektirdiğini, bu özelliğinden dolayı değiştirilmesinin çok güç
olduğu ve bunun için daha uzun süreli eğitime ihtiyaç olduğu şeklinde yorumlamıştır. Bu