85
Büyük Doğu
’yu bir dostu, bir sevgiliyi bekler gibi
bekler. Bu bekleme sırasında, bir tamlama onun ka-
fasında büyür, zenginleşir, çoğalır. Daha
Büyük Doğu
dergisini görmeden, ilkin adının büyüsüne vurulur.
Onun dünyasında
Büyük Doğu
’nun farklı bir imgesi
oluşur. Sonra dergi çıkar. Haftalık derginin her sa-
yısını satır satır okur, sindirir, kafasına yerleştirir. O
tarihte henüz on üç, on dört yaşlarındadır.
Fakülte öğrencisiyken
Büyük Doğu
ile ilişkisi sürek-
lilik kazanır. Artık yalnızca yetişkin bir okur değil-
dir. Şiirler yazmaya da başlamamıştır. Düzyazılar
kaleme almaktadır.
Büyük Doğu
dergisinde okudu-
ğu
‘İdeolocya Örgüsü’
başlığını taşıyan yazılar, onun
için yalnızca soyut düşünce ustalığından ibaret ka-
lan yazılar değildir; bu yazılar, ona hayatın rehberi
gibi görünür.
İstanbul’a
Büyük Doğu
’yu ziyarete gittiğinde, dergi-
nin ça- lışma salonunda çalışanlara, sağ elini yukarı-
ya kaldırarak ‘Selam size!’ diye seslenir. Aynı şekil-
de onlardan da ellerini kaldırarak ‘Size selam!’ diye
cevap vermelerini bekler. Fakat orada çalışanlar, bu
genç adamın kendine özgü
Büyük Doğu
selamı ver-
diğinin farkında bile olmazlar.
61
***
Cemal Süreya, 1950’li yıllarda onun bir hilesini ya-
kaladığını söyler:
“Necip Fazıl kendisinden borç ister,
o da her seferinde cebindeki parayı son kuruşuna kadar
verirdi. Sonunda kendisi aç kalırdı. Buna bir
çare
düşün-
61
Rasim Özdenören;
Sezai Karakoç: Bir Entelektüelin Profili
, Hece,
Bir
Uygarlık Tasarımı Olarak Diriliş Özel Sayısı
, S.73, Ocak 2003.