75
ettiği anlamına gelmez. Sezai Karakoç’u biricik yapan,
kopuşsuz bir zamanı modernliğin içerisinde yeni
baştan örgütleyebilmesidir. Kopuşsuz zaman algısı,
sadece tarihsel olana değil, mistik ve mitolojik olana
da işaret eder. Tarih her ne kadar kendisini, bir sebep
sonuç zinciri içerisinde inşa etse de nihayetinde çizgisel
bir yapısı vardır ve geçmişin tekrarlanamazlığına
inanır. Oysa mitolojik zaman, dairevi bir biçimde
yinelenen ve sürekli kaynağa atıfta bulunan döngüsel
bir hareket anlayışına sahiptir. Mitolojik algı, her
yeni duruma ancak kökene geri dönerek meşruiyet
kazandırır. Mistik zaman ise, ‘ân’a odaklanmıştır.
Varlık aşk halindeyken öncesiz ve sonrasızdır. Sezai
Karakoç şiirinde, kopuşsuz zamanın, yani geleneğin
inşa edildiği tarihin; mitolojinin de temel mantığı
olan kökene bağlılık bilincinin ve hakikatin parıldayıp
durduğu ‘ân’ kavrayışının, metni şu ya da bu oranda
belirlediğini söyleyebiliriz.”
50
“Bir araya gelişimizi anlatayım. Zaten Cemal Süreya
sınıf arkadaşımdı. Biz dörd
üncü sınıftayken Ece
Ayhan baş
ladı Mülkiye’ye. O zamanlar İlhan Berk
Ankara’daydı, öğretmenlik yapıyordu. Gülten Akın,
yanımızdaki Hukuk Fakültesi’ndeydi. Lise arkadaşım
Seyfettin Başç
ı
llar, Ziraat’teki Muzaffer Erdost,
Ankara’dalardı. Sonradan Orhan Duru geldi.”
Sezai Karakoç
50
Ali Ayçil; a.g.y.