132
larıyla bezeli, Çin’den Singapur’a bir dünyalılaşma
tadı da duyuran bu şiirlerin payı yok mudur? Özel-
likle
Mona Lisa
çağrışımı eklendiğinde?” sözlerine
dikkat çeker ve Ülkü Tamer’in söylediği ayrıntılar
üzerinde durup sorular sorar.
89
Karakoç’un ‘modern’ kavramı dolayımına dayalı
açıklama- sı, yorum gerektiren bir açıklamadır. Yal-
nızca
Monna
denerek gül dışı bir seslenmeye yer ve-
rildiği de olur bu şiirde. ‘Gül’ün,
g, ü, l
harflerinden
oluşmuş biçimiyle kullanıldığı da… Karakoç, ‘mo-
dern’ derken bir bileşim
-Batı’yı içermiş bir Doğu
oluşturma-
hedefini açıkça belirtse taşlar biraz daha
yerli yerinde olacaktır. Ancak,
Monna Rosa
bu hede-
fin büyük olasılıkla henüz oluşmadığı ilk dönemle-
rin şiiridir.
90
Necmiye Alpay; Batı karşıtı bir düşünce/inanç sis-
temi içinden konuşanlardaki, modern ve çağdaş
kavramlarını Batı’dan soyutlayarak kullanma eğili-
mine dikkat çeker. Bu eğilim, Karakoç’la aynı dünya
görüşüne yakın isimlerde de vardır. Beşir Ayvazoğ-
lu’nun, ‘geleneğin çağdaş formlar içinde dirilişi’
91
derken ‘çağdaş formlar’ kavramı tümüyle sorun-
suzmuş gibi geçmesi; Ebubekir Eroğlu’nun ‘çağdaş’
kavramını aynı biçimde, modern olmanın özrü gibi
89
Necmiye Alpay; a.g.y.
90
Necmiye Alpay; a.g.y.
91
Beşir Ayvazoğlu;
Geleneğin Direnişi
, Ötüken Yayınları, İstanbul 1996.