70
topluluklara yaptığı şey de aslında bir nevi öğret-
menlikti. İnsan yetiştirmenin, kuşakları fıtratları ile
buluşturmanın önemine inanıyor ve bunu sağlamak
için her meşru enstrümanın kullanılmasına gayret
ediyordu. Doğasında öğretmenlik hasleti olduğu
için olmalı, çok erken yaşlarda başlamıştır öğret-
menliğe. 1956-1957 yıllarında Lise 2. sınıfta bekle-
meye kalmış ve bu bekleme sürecinde 16-17 yaşla-
rındayken Urfa Merkez Eyyubiye Mahallesi Yavuz
Selim İlkokulu’nda vekil öğretmenlik yapmıştır.
Bu deneyim ona büyük kazanımlar sağlamıştır.
İdealizminde, insan yetiştirmenin zaruretini kavra-
mada bu sürecin büyük rolü olmuştur. Dersine gir-
diği İlkokul 1. sınıf çocuklarına ‘Hayat Bilgisi’ der-
sinde klasik kısır bilgilerin yerine hayatın hepsini ku-
şatacak duyarlıklar vermeye çalışmıştır. Çocukları,
hilkatlarıyla buluşturacak, fıtratlarını muhafaza
edecek bilgilerle tanıştırmıştır. Konjonktür itibariyle
manevi değerlerin okullarda böylesine verilmesinin
hiç de iyi karşılanmadığı bir süreçte vermiştir bunun
mücadelesini. Öğrenciliği pek yolunda gitmeyen-
lerin öğretmenlikleri daha etkili ve de verimli olur
derler. Akif İnan örneği de bunu desteklemektedir.
Lisede öğretmenleriyle pek de iyi geçinemeyen Akif
İnan, bu olumsuz öğretmen portrelerinden olumlu
tecrübeler elde etmiş ve bu öğretmenlerin hilafına
davrandığında, onların gençleri anlamayan tavır ve
yaklaşımlarının dışında hareket ettiğinde iyi bir öğ-
retmen olacağı sonucuna ulaşmıştır. Kendisi de sı-
nıfta kalma burukluğunu yaşadığı için öğrencilerin
aynı şeyi yaşamaması için etrafındaki eğitimci dost-
larına telkinlerde bulunmuştur. Bu dostlarından bi-