130
Özellikle kendini sendikal faaliyetler içerisinde bul-
duğu dönemde şiirle kalbî bağını kesmese de yazma
ve yayınlama konusunda belirgin bir yavaşlama söz
konusudur. Yazdığı şiir öyle her edebiyat dergisi-
nin hemen talip olabileceği cinsten bir şiir değildi.
Çünkü ne körü körüne klasik ne de arkasına bakma-
yacak denli moderndi. 1999 Ocak ayında Hüseyin
Karaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğini yaptığı
Ünlem
dergisinin birinci sayısında
“Bildiri”
başlıklı
şiirine rastlıyoruz Akif İnan’ın. Kitabında bulunma-
yan çok az şiirden biri de bu şiirdir. Bu şiirde de ön-
cekiler gibi çizgi ve muhatap değişmemiştir, şairin
muhatabı yine ikinci tekil şahıstır.
“Gün sendin her
sabah yeniden doğan/ ve her akşam sendin dönüşen aya/
Çiçek sendin, toprak sendin, gökler sen/ seninle boyandı
evren sevdaya”
Bu dizelerde mistik muhatap, ikinci
manevi tekil şahıs daha bir belirgindir. Şiirin naat
havası daha ilk dizeden içeri girer girmez hissedili-
yor. Aya dönüşen, çiçek, toprak ve gökyüzüne teş-
bih kılınan, aynı zamanda evreni sevdaya boyayan
bir timsaldir anlatılmaya çalışılan.
“Senden yana ge-
len seher yelleri/ sevda bulutları serer üstüne”
Akif İnan bu bildiriyi peygamberin yaşayan sünneti
ve ruhaniyeti karşısında bütün insanlığa okumakta-
dır. Tam da yaşadığı çağa uygun bir kelime ile ifade
ediyor bunu: Bildiri! Tipik bir Akif İnan şiiridir bu.
Genişleme imkânları hususen sınırlı tutulmuş, ta-
savvufi ya da mistik tınısı alt perdeden verilen, ge-
rektiğinde dünyevi bir sevginin de ifadesi olabilecek
ayarda bir şiir. Maddi olanla manevi olanın ya da fi-
ziki boyutla metafizik boyutun iç içe geçtikleri veya