Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 86

84
di şiiri yanıltmış gibidir. “
Nerden çıkageldin nerden
/
Yıldızların doğduğu yerden
” (
YGG
, 16) mısraları bunu
göstermektedir.
Alâeddin Özdenören derslerde yerinde duramaz.
Okulun anlamı edebiyat, edebiyatın anlamı arka-
daşlarıdır. Hemen zil çalsın, arkadaşlarıyla bir an
önce buluşsun! Hepsi bunu ister. Bir an önce tenef-
füse çıkmak; çünkü birbirleriyle konuşmak,
birbir-
leriyle olmak, vakit geçirmek isterler.
“İlk teneffüs
zili çaldığında hemen herkes hisli bir içgüdüyle kalbinin
ısındığı, kanının kaynadığı, daha önce hiç görmedikleri
kimselerle bir araya geliveriyorlardı. Her yerde böyleydi
bu. Askerlikte, okullarda. Yüzlerce, binlerce insanın için-
den ikisi, üçü birlikte oluveriyordu. Artık teneffüsler iple
çekiliyordu.”
Öyle bir hâl içindeydiler ki yazı dışında bir hayat,
oyun, eğlence kalmamıştır onlar için. Birbirlerine
okumak için yüzlerce hikâye yazdıktan sonra Ali
Kutlay, Rasim Özdenören’e, bunları bir yerlerde
yayınlatalım, der. Rasim Özdenörden, Ali Kutlay’a
hayran kalır: Ali bunu nasıl düşünebilmiş, nasıl akıl
edebilmiştir? Ne kadar akıllı bir arkadaşı vardır. Bu
kadar saf ve masumdurlar. Yazan ekip; Alâeddin
Özdenören, Erdem Bayazıt, Cahit Zarifoğlu, Sait
Zarifoğlu, Ali Kutlay ve Rasim Özdenören olarak
netleşmeye başlamıştır. Ekip hemen her gün ya
Özdenörenlerin ya Bayazıtların evinde bir araya ge-
lip yazdıklarını birbirlerine okumaktadırlar. Artık
dünya yazının etrafında dönmektedir. Ev toplan-
tılarında birbirlerini eleştirmeye, birbirlerine katkı
vermeye başlamışlardır. Bu toplantılarda,
“Hamle
1...,76,77,78,79,80,81,82,83,84,85 87,88,89,90,91,92,93,94,95,96,...156
Powered by FlippingBook