74
Alâeddin Özdenören’den gelir. Özdenören o dönem
Cahit Zarifoğlu’yla birlikte
Demokrasiye Hizmet
dı-
şında,
Maraş’ın Sesi
gazetesinde de edebiyat sayfası
hazırlamaktadır. Sayfanın yükünü büyük oranda
Zarifoğlu çekmektedir. Bir gün ellerine
Üvercinka
geçer. İkisi de okur, ikisi de sever.
Kitap üzerine yazmak Özdenören’e düşer.
Özdenören,
Maraş’ın Sesi
’nde,
Üvercinka
üzerine bir
yazı yazar ve bu yazı
Üvercinka
üzerine yazılan ilk ya-
zıdır. Bu yazının yer aldığı
sayfayı Zarifoğlu, Cemal
Süreya’ya da gönderir ve bundan Özdenören’e bah-
setmez.
İstanbul’da Karakoç’la tanışıp onunla sürekli gö-
rüşmeye başladıkları günlerden birinde; Karakoç,
Rasim Özdenören ve kendisi birlikte bir yerde otu-
rurken yanlarına Cemal Süreya gelir. Süreya, mer-
haba faslından sonra Alâeddin Özdenören’e, “Sen
benim ilk eleştirmenimsin.” der ve yine yazıdan
bahseder. Alâeddin Özdenören unutmuştur, yazıyı
o an hatırlar. “Demek ki” der kendi kendine, “Cahit
o sayfayı Cemal Süreya’ya da göndermiş.” Bunu dü-
şünür. O sohbette Süreya, Alâeddin Özdenören’den
yine
Papirüs
için şiir ister. Karakoç izin vermez:
“Artık kendi şiirimizi kendi yayın organlarımızda
yayımlamalıyız.”
Cemal Süreya, Alâeddin Özdenören’den yine, ikinci
kez şiir ister dedik. İlkini Alâeddin Özdenören’den
dinleyelim:
“Cemal Süreya’nın Üvercinka adlı bir şiir
kitabını Cahit almış bana getirdi. Bu kitap hakkında bir
eleştiri yazarsan iyi olur dedi. Kitabı okudum. Benim de,