Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 78

76
şiiri o sırada Rasim vasıtasıyla Sezai Abiye yollamıştım.
Ondan gelen cevapta, Alâeddin kendine has bir şiir dili
kurma çabasında, bu şiir onun işareti, deniliyordu.”
Zarifoğlu, Özdenören’in şiiri hakkında bir defa
konuşmuştur. Bir eleştirisini dile getirdikten son-
ra yeni şiirleri için “pürüzsüz” demiştir:
“Bunları
da Alâeddin Özdenören’in bir şiiri üzerine söylüyorum.
Alâeddin şiirlerinin eklem yerlerinde bir tıkanıklık var
gibi gelmiştir hep bana. Ama bu bedeni sâkıtlığın hemen
yakınlarında ve bizim yakınımızda uçları
elimizin yakın-
larında bulunan kapalı bir bohçada gibi ona has bir şiiri
sezmek de zor değil. En önemlisi sözünü ettiğim tıkanıklık
yayımladığımız şu şiirlerinde çözülmüşe benziyor. Onun
şimdiye kadar okuduğum en iyi şiirleri bunlar. Pürüzsüz,
zorlamasız ve yakalayıcıdırlar. Şiirin insan kalbine geldi-
ği saatlerde şiir denizinden alınmışa benziyorlar.”
Zarifoğlu’nun “pürüzsüz, zorlamasız, yakalayıcı”
dediği şiirler, “şiirin insan kalbine geldiği saatlerde
şiir denizinden alınmış” dediği şiirler
Mavera
’nın
2. sayısında yayımlanan
“Dağ, Hüzün Uçurumları,
Visal, Kalanlar”
başlıklı 4 şiiridir. Bu dört şiiri dergi-
den okumak için
Zengin Hayaller Peşinde
’yi kapatıp
Mavera
’nın 2. sayısını açtığımda değişik duygular
yaşadım. Derginin sayfalarını çevirdikçe karşınıza
şöyle bir manzara çıkıyor:
Alâeddin Özdenören, “Dağ”,
Alâeddin Özdenören, “Hüzün Uçurumları”,
Alâeddin Özdenören, “Visal”,
Alâeddin Özdenören, “Kalanlar”,
Rasim Özdenören, “Ay Doğarken Geceleri”,
1...,68,69,70,71,72,73,74,75,76,77 79,80,81,82,83,84,85,86,87,88,...156
Powered by FlippingBook