88
manında bitiren Özdenören, 1958’de İstanbul’a gi-
der. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesine kayıt
yaptırır. Özdenören hukuk birdeyken Nuri Pakdil
de aynı fakültenin son sınıfında bazı derslerden
beklemeli bir öğrencidir. Maraş’tan birbirlerini ta-
nımaktadırlar; ama asıl burada, aynı okulda oku-
manın da getirdiği mekân birlikteliğiyle dostlukları
iyice ilerler.
Bir yıl sonra Alâeddin Özdenören de İstanbul’a gelir.
Liseyi bitirememiş, yine kalmıştır. Babası onu kar-
deşinin yanına İstanbul’a gönderir. İstanbul Eyüp’te,
Tahtaminare Mahallesi, Bayıldım Çıkmaz Sokak’ta,
dededen kalma bir evde yaşarlar. Bu ev, İstanbul’da
kaldıkları süre boyunca Cahit Zarifoğlu ve Erdem
Bayazıt’ın uğrak yerlerinden birisidir. Ara ara kal-
dıkları evleridir. Alâeddin Özdenören’den sonra
Özdenörenlerin anne ve babaları da İstanbul’a, ço-
cuklarının yanına taşınırlar. Aile bir yerde Maraş’tan
İstanbul’a göç eder.
Alâeddin Özdenören, lise sonda kaldığı yıl, ciddi
bir şekilde felsefe okumaya başlar. Hem felsefe okur
hem dil çalışır. Bergson, Descartes ve Pascal’ı ada-
makıllı okur. Bu okumalar onu felsefe öğrenimine
götürür. Karar vermiştir, felsefe okuyacaktır.
Özdenören’in bilinçli tercihi, felsefe bölümünü ka-
zanabilmek için girdiği eleme sınavında kendini
gösterir. Sınav gözetmeni hocaların, aranızda iste-
yerek gelen, bu bölüme bilerek gelen var mı, şeklin-
deki sorularına iki kişi parmak kaldırarak var der.
Biri Alâeddin Özdenören’dir. Özdenören’in girdiği