69
tılmalıdır ki onlar da belleklerinde taşısınlar halk-
larının birikimlerini. Ölüler de verilmiştir göçten
önce. Geçmişle ve ölülerin gömüldüğü toprakla
vedalaşırken bu yaşananın ilk olmadığı unutul-
mamalıdır. Göçen’in yanına alacağı iki şey daha
var: İnanç ve sabır. Sabır gereklidir. Çünkü, gele-
cek uzun sürer. Sabırla ve inanç korunarak varılır
geleceğe. Elbette umutsuzluk, karamsarlık vardır
haritada. Rüzgâr yaman esmektedir. Alnına ay
vuran ölüler yatmaktadır kimsesiz koyaklarda.
Ama umut, yaşamın kıyıcığında hep canlı tutul-
malıdır. Ne var ki yalnızca toplumsal bir sürgün
değildir bu; aynı zamanda Ortaoğu’ya uygulanan
semiyolojik bir baskı vardır ve Pakdil’in dizeleri,
uygulanan semiyolojik baskıya ve zorlanan sus-
kunluğa bir ses kazandırma çabası olarak görül-
melidir. Pakdil’in yaptığı, susturulan kültürlerin
ortak belleğini dile getirerek onlara yeniden birer
özne konumu kazandırma çabasıdır. Bu yüzden
gurbete çıkmış halklara geçmişlerini hatırlatır
sürekli Pakdil, çünkü bu onun da gurbetidir; du-
yarlı bir sanatçının çağına tanıklığıdır. Yolculuğa,
göçe, ıssızlığa, yurtsuzluğa ve dilsizliğe açık bu
dizelerde aslolan çöldür, yalnızlıktır. Birliktelikler
vardır. Ama engeller de vardır. Birlikteliğin ilk
günleri ipek yüklü kervanların, umutların ve düş-