96
yapan değerli kişiler gelirler, kitaplarını baştan
başa ona okurlar, çeviri yanlışlarını düzelttirirler,
bu, günler ve günler sürer ve Cemil Meriç, bundan
sadece sevinç duyardı... Anlatılamayacak kadar çok
sayıda anımız vardır. Öğretmenlik ilişkisi aramızda
1953 yılında, belirttiğim koşullar içinde başladı; ama,
hiçbir şekilde sona ermedi, bugün de sona ermiş
değildir, sürekli biçimde Cemil Meriç’in kişiliğinin
çeşitli yönleri yüreğimizde, gönlümüzde filiz
vermeye devam etmektedir.
Cemil Meriç konusunu tüketmeye olanak yok
kuşkusuz. Ben kendisine Victor Hugo’nun
Hernani
adlı oyunundan sayfalar okuyordum, o
ezberliyordu, ertesi sabah bana Türkçeye çevrilmiş
dizeler okuyor, ben yazıyordum. Tüm birinci perde
böyle hazırlanmıştır. Sonraki perdelerde İzzet Tanju
yanılmıyorsam çok yakın çalışma arkadaşı olmuştur.
Son olarak şunu da belirteyim: Hind’e de
Avrupa’dan, Paris’ten gitmiştir Cemil Meriç ve hep
orada kalmıştır. Doğu açılışı falan diye bir olay Batı
aracılığıyla olmuştur. Bunu bir çeşit eleştirel üs
olarak kullanmıştır, bana sorarsanız.
Nadir Demirel
Nadir Demirel, Cemil Meriç’le 1959 baharında,
Çengelköy’deki evde tanışır. Tabii tanışır tanışmaz
zelzeleye kapılmış gibi olur. Nadir Demirel, Camil
Meriç izlenimlerini şöyle sıralar:
“Fiziği çok güçlü kuvvetli biriydi, güreş yapmıştı,
hatta bölge şampiyonluğu var sanıyorum.