Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 97

95
bilmiş ve bunu bizlere de iletmeyi başarmıştır.
Cemil Meriç, tüm ilişkilerinde ve öğretmenlik,
öğreticilik ile ilgili ilişkilerinde, her zaman
hoşgörülüydü, şakadan bazen kızdığı olurdu; ama
her zaman engin bir hoşgörüsü vardı. Hoşgörü
göstermediği tek kişi kendisiydi.
Özeleştirisi çok güçlü bir kimseydi; sürekli biçimde
kendi kendini eleştirirdi, bu da bize ders olurdu...
Yazdıklarını hiçbir zaman beğenmezdi, hep bir
vicdan azabı ile onları matbaaya yollamıştır, hep
yetersiz bulur, baştan alır, yeniden yazardı. Bir sayfa
on beş defa yazılabilirdi, arkadaşlar tanıklık edebilir.
Aslına bakarsanız ve Cemil Meriç’e göre, doğrusunu
isterseniz, hiçbir şey yayımlanamazdı, salt bir
düşünce olarak, her şey baştan başa ele alınacak,
üzerinde durulacak.
Biçim sorunları da gerçekten Cemil Meriç’e göre
çok önemliydi. Bir tümcede bir ‘de’nin fazlalığı,
eksikliği
-
dahi anlamındakibaşlangıcının şöyle veya
böyle olması, son derece önemliydi. Neredeyse,
Cemil Meriç’te biçim, içerikten öte çıkmıştı. Birçok
yazısında bu görülebilir. İçeriğin elbet önemi var,
ama Cemil Meriç’e göre, salt bir içerik fazla bir değer
taşımazdı, çünkü kendisi de her şeyden önce, bir
yazın adamıydı, biçim çok önemliydi. Biçim, zaten,
içeriğin yoğrulma sürecini de yansıtan bir öğeydi.
Cemil Meriç, çok özverili bir kimseydi. Yalnız
öğrencilerine karşı değil, kendisiyle ilişkiye girmiş
herkese karşı. Hepimiz anımsarız, Millî Eğitim
Bakanlığı’na veya başka yayınevlerine çeviriler
1...,87,88,89,90,91,92,93,94,95,96 98,99,100,101,102,103,104,105,106,107,...140
Powered by FlippingBook