GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
185
Gençlik Döneminde Siyasal Toplumsallaşma: Toplumsal Katılım İle Kitle İletişim Araçları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi
da bazen gönüllü çalışmalara ve imza kampanyalarına katıldıklarını, yaşadıkları yeri etkile-
yen toplumsal sorunlar ile ilgilendiklerini ifade etmişlerdir. Siyasal ve toplumsal görüşlerini
devlet görevlileri ile ya da medya programlarında hiçbir zaman paylaşmadıklarını belirten
gençler araştırma grubunun yarısından fazlasını oluşturmaktadır. Benzer şekilde gençlerin
yarısından fazlası bir siyasal parti için gönüllü çalışma, siyasal bir oluşumu simgeleyen
rozet taşıma ya da siyasal eylemlere katılma gibi etkinlikleri hiçbir zaman yapmadıklarını
belirtmiştir.
Bu bulgular, Türkiye’deki gençlerin siyasal ifade ve toplumsal katılım için tercih ettikleri
siyasal ve toplumsal etkinlikleri göstermesi açısından önem taşımaktadır. Gençlerin oy
kullanmayı vatandaşlık görevi olarak değerlendirdikleri ancak siyasal görüşlerini başka
yöntemlerle ifade etmeyi çok fazla tercih etmedikleri söylenebilir. Gençlerin toplumsal so-
runların çözümü için harekete geçerek gönüllü çalışmalara katıldıkları ve yaşadıkları yerle-
rin sorunlarıyla ilgilendikleri görülmektedir.
Toplumsal katılım düzeyi sosyo-demografik özelliklere göre incelendiğinde erkeklerin
toplumsal etkinliklere kadınlardan daha fazla katıldıkları bulunmuştur. Toplumsal cinsiyet
farklılıklarının son yıllarda azaldığı (Quintelier, 2011) ve Türkiye’de kentte yaşayan, eğitim
düzeyi yüksek kadınların önceki kuşaklara göre toplumsal alanda daha fazla yer aldıkları
(Kağıtçıbaşı, 2000) vurgulansa da, toplumsal cinsiyet farklılıkları halen görülmektedir. Di-
ğer kültürde yapılan çalışmalarda da (Andolina ve ark., 2003; Hao ve ark., 2014) erkeklerin
daha fazla katılımda bulundukları belirlenmiştir.
Toplumsal cinsiyete ilişkin bulgu, kadınların ve erkeklerin sosyalleşme süreçleri ile açık-
lanmaktadır. Kız çocukları diğer bireylere karşı duyarlı olmaları, sorumluluk duymaları ve
aileye önem vermeleri yönünde teşvik edilmekte, erkek çocukları ise bağımsız olmaları
ve toplumda statü kazanmaları için cesaretlendirilmektedir (Hastings McShane, Parker
ve Ladha, 2007). Türkiye’de de benzer toplumsallaşma süreçlerinin görüldüğünü söyle-
mek mümkündür (Kağıtçıbaşı, 1981). Kadınların ve erkeklerin toplumsal cinsiyet rollerine
uygun hareket etmelerinin, farklı düzeylerde toplumsal faaliyetlere katılmalarında etkili ol-
duğu söylenebilir.
Toplumsal katılım düzeyinin yaşa bağlı olarak farklılaşmadığı belirlenmiştir. Araştırma gru-
bunun yaş aralığı geniş olmadığı ve katılımcıların siyasal açıdan toplumsallaştıkları sos-
yo-tarihsel bağlamlar benzerlik gösterdiği için yaşın etkisinin ortaya çıkmadığı öne sürü-
lebilir.
İncelenen diğer bir toplumsal katılım değişkeni eğitim düzeyidir. Eğitim grupları arasındaki
anlamlı tek farkın temel eğitim düzeyi ile yüksek eğitim düzeyi grupları arasında olduğu
bulunmuştur. Temel eğitim düzeyi grubu toplumsal etkinliklere daha fazla katılım sağla-
maktadır. Toplumsal katılım az sayıda araştırmada eğitim düzeyi açısından incelenmiş,
eğitim düzeyi arttıkça katılım düzeyinin de arttığı belirlenmiştir (Flanagan ve Levine, 2010;
Quintelier, 2011). Bu çalışmada farklı bir sonuca ulaşılmasında, Türkiye’nin sosyo-kültürel
özellikleri, Türkiye’deki siyasal ifade ve katılım olanakları, gençlerin toplumsal sorunlara
yaklaşımları gibi farklı etmenlerin etkilerinden söz etmek mümkündür. Ancak bu araştırma-