Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 49

48
Oya Hazer & M. Serhat Öztürk
ailelerine çok daha bağlı oldukları görüşüyle açıklanabilir (Seelbach, 1977 ss. 425, 1978,
ss. 348; Seelbach ve Sauer, 1977, ss. 494; Blieszner ve Mancini, 1987, ss. 179).
Bu çalışmada gençlerin normatif dayanışmaları yaşlı ebeveynlerine/büyük ebeveynle-
rine işlevsel dayanışmanın yardım verme kısmı ile etkileşim içinde ve anlamlı çıkarken,
Netzer’in (1994) yaşlı ebeveynlerle yaptıkları çalışmada normatif dayanışma ile işlevsel
dayanışmanın yardım alma kısmı etkileşim içinde ve istatistiksel olarak anlamlı çıkmıştır.
Bu bağlamda ailelerde normatif dayanışması yüksek olanların yaşlı ebeveynlere bakım
verme ve onlara maddi-manevi anlamda destek verilmesi konusunda hem fikir oldukları
söylenebilir.
Bengtson ve Roberts (1991) uzlaşımsal dayanışmayı aile üyelerinin değerler, tutumlar ve
inançlar konusundaki fikir ve tutum birliği olarak tanımlarken, çalışmada beklendiği üzere
normatif dayanışma ve uzlaşımsal dayanışma arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki
ve etkileşim bulunmuştur. Demirbilek (2001) normlar ve değerler arasındaki ilişkiyi; bire-
yin, sosyalleşebilmesi ve toplumun bir üyesi haline gelebilmesi için norm ve değerlerini
çevresindeki bireylere göre şekillendirdiği ve buna uyum sağlamadığı yönünde ifade eder
(s. 12). Bu bağlamda toplumun en temel yapısı olan ailede meydana gelen dayanışma
unsurlarından normatif dayanışma ile uzlaşımsal dayanışmanın aslında iç içe ve birbirini
kapsayan kavramlar olduğunu söylemek mümkündür ve bu iki toplumsal ögenin etkileşim
içinde olması çalışmada beklenen bir sonuç olarak karşımıza çıkmıştır.
Çalışmada; İlişkisel Dayanışma, Ebeveyn/Büyük Ebeveynden Yardım Alma (İşlevsel Da-
yanışma), Duygusal Dayanışma, Ebeveyn/Büyük Ebeveyn ile Olan Coğrafi Uzaklık, Ebe-
veyn/Büyük Ebeveyn Sağlık Durumu, Katılımcının Sağlık Durumu faktörlerinin ise Nesiller
Arası Normatif Dayanışma üzerinde anlamlı bir etkisi bulunamamıştır (p>0,05). Normatif
dayanışmaya ilişkin tutum ve davranışları bireyin ailesinde ve toplumda birey olma ve sos-
yalleşme çabaları içinde yıllarca süren bir süreçtir, dolayısıyla bir çok değişkenle yüksek
etkileşim içinde olması beklenmeyebilir, nitekim alanyazında bazı çalışmalarda etkileşim
içinde ve istatistiksel olarak anlamlı çıkarken, bazı çalışmalarda yapısal dayanışmanın
Ebeveyn/Büyük Ebeveyn ve Katılımcının Sağlık Durumu faktörlerinin istatistiksel olarak
anlamlı çıktığı ve etkileşim içinde olduğu görülmüştür (Crimmins ve Ingegneri, 1990, ss.
31; Lee ve ark., 1994b, ss. 108; Seelbach, 1978, ss. 349). Bazı çalışmalarda ise sağlık
durumu faktörü istatistiksel olarak anlamsız ancak coğrafi uzaklık normatif dayanışma ile
istatistiksel olarak anlamlı ve etkileşim içinde çıkabilmektedir (Netzer, 1994).
Aile yapısına ilişkin toplumda kabul görmüş normatif yapının birçok sosyo-demografik
değişkene göre farklılaşmadığı izlenimi oluşmaktadır. Kağıtçıbaşı (2008) ise bu konuda
ki yaklaşımında; orta sosyo-ekonomik düzeyde bulunan ailelerin toplumsal normlara en
çok uyanlar olduklarını, toplumsal normlara uymama davranışının en fazla alt düzey sosyo
ekonomik düzeye sahip olan kesimlerde görüldüğü ve üst sosyo-ekonomik düzeyde bu-
lunan kesimlerde ise toplumsal normlara uymama davranışlarının daha da serbestleştiğini
belirtmiştir.
1...,39,40,41,42,43,44,45,46,47,48 50,51,52,53,54,55,56,57,58,59,...182
Powered by FlippingBook