Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 10

GENÇLİK ARAŞTIRMALARI DERGİSİ
9
Sosyal Dışlanma ve Genç Suçluluğu
Dışlanma terimini ilk kullanan, daha sonraları Chirac Hükümeti döneminde Sosyal İşlerden
sorumlu devlet bakanı olarak görev yapan Rene Lenoir’dir. Lenoir, 1974 yılında “Les Exc-
lus: Un Francais sur dix” (Dışlanmışlar: On Fransızdan Biri) isimli kitabı yayınlanmıştır. Bu
kitapta dışlanmışları ekonomik büyümenin sonuçlarından yararlanmayan kişiler olarak
belirtmiş ve dışlanmışların sadece yoksul kişiler olmadığını bunun yanında çok farklı
grupları içerdiğini ve o dönemde Fransız nüfusunun yüzde onunun çeşitli biçimlerde
zihinsel ve fiziksel engellileri, intihar eğilimli insanlar, çok yaşlı, başı boş istismar edilen
çocuklar, madde bağımlıları, tek ebeveynli aileler, sorunlu hane halkları, marjinal kişi-
ler, a-sosyal ve diğer sosyal uyumsuz kişiler ve suçlular olmak üzere aynı zamanda bu
kişilerin sosyal koruma kapsamı dışında kalan sosyal gruplar olduğunu ifade etmiştir
(Sapancalı, 2005a, s. 13).
1990’lı yıllarda Avrupa Birliği içinde işsizlik oranlarındaki artış, artan uluslararası göç ve
refah devletinin gerilemesi gibi görülen sosyal sorunlar kavrama olan ilgiyi arttırmıştır. Sos-
yal dışlanmanın çok çeşitli boyutta olması, bu durumun da sosyal parçalanma tehlikesi ve
sosyal patlama korkusunu arttırması, ayrıca dışlanmaya neden olan mekanizmaların kar-
maşıklığı sebebiyle çözüm yollarının geliştirilmesinin son derece güç olması, dışlanmayı
günümüzde Avrupa Birliği’nin en önemli sosyal politika tartışmalarının odağına taşımıştır
(Sapancalı, 2005b, s. 52).
Sosyal dışlanma kavramı bireylerin toplumsal yaşamdan uzaklaşacak düzeyde maddi ve
manevi yoksunluk içinde olmaları haklarını ve yaşamlarını koruyacak kurumlardan ve sos-
yal destekten uzak olma anlamı taşımaktadır. Sosyal dışlanmayı ortaya çıkaran unsurlar;
ekonomik dışlanma, sosyal ilişkilerin zayıflaması ve sosyal destek yoksunluğu ile kurum-
sal dışlanma şeklinde ele alınmaktadır. Sosyal dışlanma; toplumla bireyin sosyal bütünleş-
mesini sağlayan sosyal, ekonomik, politik ve kültürel sistemlerin tümünden, kısmen ya da
tamamen yoksun olma dinamik sürecini ifade etmektedir (Çakır, 2002,s. 84).
Sosyal dışlanmanın birçok tanımı dışlanmanın sadece maddi kaynaklardan yoksun olma
durumu olmadığını aynı zamanda bazı kişi ve grupların toplum içerisinde marjinalleştiril-
mesi sürecini ifade ettiğini vurgulamaktadır. Bu tanımlar kişi ve grupların sadece gelirden
ve çoğunluğun sahip olduğu yaşam standartlarından yoksun oldukları için dışlanmışlıkla-
rından değil aynı zamanda onların fırsatlardan, seçimlerden ve yaşamlarındaki değişiklik-
lerden dolayı dışlanmışlıkları üzerinde durmaktadır (Millar, 2007, s. 2).
Sosyal dışlanma terimi bir insanın işsizlik, zayıf beceriler, düşük gelir, ayrımcılık, yoksul
konutta yaşama, yüksek suç oranı, sağlık durumunun kötü olması ve ailenin dağılması gibi
birbiriyle bağlantılı problemlerin bir araya gelmesi sonucunda ne yaşayabileceğinin kısaca
karşılığıdır (Chris ve Marian, 2007,s. 140).
Sosyal dışlanma tanımlamaları ele alındığında birçok tanım kavramın çok boyutluluğuna
vurgu yapmakla birlikte sosyal, ekonomik ve politik yaşam alanlarına bireylerin katılım-
larının azlığına veya yetersizliğine değinmektedir. Bazı tanımlamalar ise özellikle sosyal
1,2,3,4,5,6,7,8,9 11,12,13,14,15,16,17,18,19,20,...182
Powered by FlippingBook