SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Şûle Yüksel
ŞENLER
- 41 -
mış getirdi. “Şûle” dedi, “Bunu sana ördüm, derslerindeki ba-
şarıların için...” Dantel yaka örmüş. Mahcubiyetimi ve mem-
nuniyetimi anlatamam. Annem de beni çok güzel giydirirdi.
Kloş siyah saten önlük, altında bembeyaz çorap ve ayakkabı...
Saçlarımda kolalı kurdelalar. Her şeyimle pırıl pırıl giderdim
okula.
Daha sonra Süleymaniye’ye taşındık. Laleli’deki Koca Râgıp
Paşa İlkokulu’ndan mezun oldum. Okumanın dışında çeşitli
sanat dallarına merakım ve çalışmalarım vardı ama profesyo-
nelce değil tabii, özel kabiliyetti her biri. Okumak en büyük
tutkumdu. Her mevzuda hem telif hem de yerli eserleri okur,
inceler, yaşıma göre analizler yapardım. Genç kızlığımda en
çok Tolstoy’un ve o zamanlar zirvede olan Kerime Nadir’in,
Muazzez Tahsin’in eserlerini okurdum. Sonraları bu her iki
hanım edebiyatçımızla ayrı ayrı röportaj yaptım.”
Resme karşı oldukça istidadım vardı. Daha ilkokuldayken
filmlerdeki Fransız kadınları gibi etekli, lüle saçlı genç kız
resimleri yapardım. Dosya kağıtlarını veyahut defterlerin ke-
narlarını süslerdim, ilerleyen yıllarda da resimle bağımı hiç
koparmadım.
***
Annem çok güzel giyinen biriydi önceleri. Durumumuz da
iyiydi. Fakat daha sonra Laleli’de bir eve taşındık, Koca Ragıp
Paşa İlkokulu’nda okuyorum. O sırada ne oldu bilemiyorum,
babamın maddî durumu çok bozuldu. Özel iş kuracağım
