Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 189

SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Cihan AKTAŞ
- 187 -
tıyla ilgili karar veremez bir duruma, en yakınındaki erkeğin
tanımladığı bir konuma yerleştirmesinin, bu bağlamdaki so-
runları yeni, gerçekçi ve faydalı, aynı zamanda da insaflı ce-
vapların üretilmesine izin vermeyen bir boşluğa savurduğunu
fark ediyordum.
Yukarıda anlattığım gibi yokuşun çeşitli adreslerinde tanıma
şansını bulduğum kalemi/klavyeyi bir iktidar alanı silahı gibi
görmeyen yazarlarla sürdürdüğüm sohbetler, önemli olanın
samimiyetle çalışmak olduğu inancıma güç katıyordu. “Israr,
ısrar; öykü de başka türlü yazılmıyor ki…” diye anlatmıştım
bir öykümde.
Şu gerçeği henüz bilmesem de seziyordum: Edebi alanda
derinleşebilmenin ön şartı, yazma hakkını öncelikle kendi
kişisel önyargılarına ve tereddütlerine karşı savunmaktı. Ve
yazının başarısı asla –kimi eleştirmenlerin demeye getirdiği
gibi- kendi içinde ne varsa dışa vurma tutumunda dile gelecek
bir cesaretle ölçülemezdi. Sınırlara sahip olmanın değeri ve
sunduğu ilham etrafındaki yaklaşımım yıllar sonra İngiliz bir
yazarın,
Phyllis Dorothy James’in
“merhametli mesafe” olarak
adlandırdığını okudum. Okuyarak ve yazarak öğreniyor, öğ-
rendiklerimi biraz da telaşlı bir heyecanla yazıya dökerek, ilgi
duyacak insanlarla paylaşmak istiyordum. Yazma ve anlatma
telaşımın benzeri bir telaş içindeki insanlar tarafından anla-
şılması normal bir beklenti gibi geliyordu bana.
Hz. Fatıma
üzerine çalıştığım dönemde Bir Yayıncılık’ta İsmet Uçma ile
1...,179,180,181,182,183,184,185,186,187,188 190,191,192,193,194
Powered by FlippingBook