SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
İsmail KARA
- 147 -
bilmediğim için ısrar etmiştim. Acemiliğimi anlamış olmalı ki
“giymeyeceğim evladım” dedi ve eline alıp çıktı.
Aynı yerdeki bir başka karşılaşmamızda Cemil Meriç’in,
Hareket
dergisinde çıkan, Cemaleddin Efgani ve Yunan fel-
sefesine dair yazıları gündeme geldi. Demek ki 1973’ün sonu
veya 1974’ün başları. Tebessüm ederek konuşmaya başladı fa-
kat giderek sertleşti veya bana sertleşti gibi geldi. Sözlü tenkit-
lerine ilk defa şahit oluyordum. İki yazıyı da hem bilgi hem de
yorumları itibariyle yanlış ve zayıf buluyordu. Hatta “Yunan
mucizesi” yazısı etrafında konuşurken Cemil Meriç’in yeterli
okuma yapmadan, bir şekilde muttali olduğu kaynaklara he-
men yapışarak hissiyatı yüksek yorumlarda bulunduğunu fa-
kat bunları hatalı olduğunu söyledi. Nurettin bey, Cemaleddin
Efgani’yi büyük bir âlim veya derin bir mütefekkir olarak gör-
müyordu fakat samimi ve iyi niyetli bir kişi olduğuna kani idi.
Esas takdir ettiği tarafı ise hareket adamı oluşu idi.
Ben Hoca’nın Milliyetçiler Derneği’ndeki bereketli sohbet-
lerine ve seminerlerine yetişmedim. Bereketlerini anlatılan-
lardan biliyorum. İstisnai olarak bulunduğum tek seminer
Eminönü Kazancılar Yokuşu’nun başlarında, sağ tarafta Milli
Kültür Vakfı’ndaki eğitimle alakalı konuşması idi. Tomruk,
Hünkâr veya Karakulak sularına yapılan uzun ve zevkli gezi-
lere katılmak da hiç kısmet olmadı; aşk derecesinde meftun
11
11 Meftun: Gönül veren, tutkun