SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
İsmail KARA
- 155 -
olarak bilinmiyor. Kendisine soranlara da espriler dışında tam
bir cevap vermemiş (en azından benim dinlediklerim öyle).
Hafızam beni yanıltmıyorsa yazılarında Hitler hiç geçmiyor;
ne müsbet ne de menfi olarak. Buna karşılık Mehmet Akif ve
Hüseyin Avni hakkında kitap hacminde yazılar yazdı, onla-
rı bir fikir ve mücadele adamı, bir millet mistiği olarak tebcil
etti. Bana kalırsa Hitler’in Alman idealist ruhuyla meze olmuş
iradesine, milletini ayağa kaldıran hareket adamlığına ve mü-
cadele azmine hayranlık besliyor olmalıydı.
60 İhtilâli’nin akabinde Nurettin Topçu’ya yakın olan birkaç
kişi, duvardaki Hitler fotoğrafını indirmesi için hususi ve sa-
mimi ziyaretlerde bulundular, duyumlarını ve tedirginlikle-
rini aktardılar: Askerler arasında konuşuluyormuş, hatta sa-
dece bu fotoğraf gerekçe gösterilerek evi aranacak, kendisi de
tutuklanacakmış... Nurettin bey bunları dinledi, menfi veya
müsbet bir karşılık vermedi, bazılarını tebessümle karşıladı
fakat fotoğraf diğerleriyle birlikte hep yerinde kaldı.
Bugünden geriye doğru baktığımda beni en çok hayrete dü-
şüren, hayranlığa sevkeden bazı hususlar var. Bunlardan biri
Hoca’nın torunu yaşındaki talebelerine büyük adamlarmış
gibi muhatap olması, sorularını bütün ciddiyetiyle cevaplan-
dırmasıdır Hocalık yıllarımda talebelerimden sıradan, seviye-
siz soru geldiği zaman hemen Nurettin beyi hatırlar ve içimde
kabaran sert tavrı veya ironik cevabı yumuşatmaya çalışı-
rım. Bu sadece aşk derecesinde büyük bir muallim oluşuyla
