16
Yunus Emre
Eren hoca! Çok şey belleyeceğiz daha senden…
Yunus-
(Anasına bakarak...)
Konuşmayı öğre-
tenin konuştuğu yerde bize susmak yaraşır
Çapan Ağa! Anam konuşurken bize dinlemek dü-
şer...
(Bir an sessizlik.)
Eren Hoca-
(Mevzuyu değiştirmek için…)
Köylü
aklını senden alırmış... Kaldıysa bize de
ver de sebeplenelim delikanlı…
(Gülüşmeler)
Çapan-
Köylünün aldığı akıldan ne olur ho-
cam, ne desen inanır...
Eren Hoca-
Doğru… Aksini düşünmek için de
akıl lazım öyle değil mi?
(Gülüşmeler.)
Koçak-
Biz hoca mı gördük Çapan ağa, sen de
bilirsin ki ne öğrendiysek anadan, babadan…
Eren Hoca-
Anlat hele Yunus… Bir lokmacık
mıydı sözün?
Koçak-
O ne sırlı küptür o… Bir deyişler
söyler ki dizer gider boncuk gibi…
(Yunus’a
sessizce)
Hadi, söylesene bir şeyler…
Eren Hoca-
Küpün içinde ne varsa dışına o
sızar Koçak…
(Es)
Eee? Anlaşılan sizin küp
boş çıktı, baksana ses yok…
(Gülüşmeler.)
Çapan-
Bak, medrese görmüş, talebe yetiş-
tirmiş koskoca müderris var karşında. Senin
gibi hep öte taraftan değil, hesaptan kitap-
tan da haber verir… Yapış eteğine de sen de
sebeplen.
Koçak-
Biz haftada bir sohbetine katılırız