14
Yunus Emre
Katır yok, öküz yok? Hem koca veli dersin,
eli boş gitmek de olmaz…
Koçak-
Götürecek bir şeyimiz olsa, kapısına
gitmeyiz Hafize Ana…
Ana-
Doğru dersin de...
Koçak-
Bak; İlkuş’un döneceği yok, yolda Mo-
ğollar boğazlamış adamcağızı derler… Ökü-
zü yaylakta kaldı. Benim kağnıya koşup yola
çıkmalı…
(Ana ile Koçak konuşmaya devam ederken, dı-
şarıdan Yunus’la selamlaşan birilerinin ko-
nuşmaları duyulur... Bir an sonra Çapan ve
Eren hoca konuşarak girerler.)
Çapan-
Bizimkilere müstahak bu zulüm hocam…
Paşa paşa vergimizi veriyorduk Moğol’a…
Çapan-
Hâl böyle olunca da halkta takat kal-
madı…
Eren Hoca-
(Yunus’un olduğu tarafa baka-
rak...)
Kim bu?
Çapan-
(Rahat)
Yunus derler… Garibin tekidir
lakin köylü aklını ondan alır…
(Ana ve Ko-
çak’ı fark edip başıyla selam verir...)
Koçak-
(Koşarak gelip elini öper.)
Ooooo!
Hoş
geldiniz hocam! Buyurun hele ayakta kalma-
yın
(Eren hoca ve Çapan ağa geçip sedire otu-
rurlar).
Hafize Ana, misafirlerimize de ayran
döküversen?
(Yunus girer...)
Yunus-
Hoş gelmişsiniz...