10
Yunus Emre
aydınlanmadan Yunus elinde keklik kafesiy-
le gelip yerini alır. Kuş sesleri… Bir süre
sessizlikten sonra ana ortadaki evden çıkıp
Yunus’a seslenir…)
Ana-
Oğul!
Yunus-
(Türkmen kıyafetiyle genç Yunus...)
Ana?
Ana-
Kaç gündür lokma geçmez boğazından… Gel
çorba kaynattım sana…
Yunus-
Zahmet etmişsin… Yiyesim yok…
Ana-
Etme yavrum, hasta olacaksın böyle…
Yunus-
Ana?
Ana-
He kuzum?
Yunus-
Var mıdır dünyada aynı cinsten olup da
birbirini yiyen başka bir mahlûk?
Ana-
Oğul, düşünme o kadar…
Yunus-
De hele ana?
Ana-
Yoktur oğul, yoktur elbet… Kendi başını
yesin Moğol, o kaldı yemediği…
Yunus-
İntizar eyleme anam! Beteri bizim ba-
şımızda… Birlik olmayınca dirlik olmazmış…
Baksana hâlimize, beylikler birbirine girdi…
Müslüman Müslümanın kanını döker oldu…
Ana-
Böyle olunca da hangisi şehit, Hüda bi-
lir…
Yunus-
“Mal sahibi, mülk sahibi, hani bunun
ilk sahibi.”
Ana-
(Tamamlarcasına…)”
Mal da yalan, mülk
de yalan, var biraz da sen oyalan.” De hele
oğul?
Yunus-
“Demesin kim Müslümanım, Çalap
(Hak)