82
İsmet Özel
Sekinetten çok, meskenete benzeyen bir durgunluk.
Sönmüşbiryanardağmı,herhangibirkayaparçasımı,
bilemiyorum.Ayırıcı vasfı: müeddep olmak. Özel, 12
Mart öncesinin şımartılmış bir şairi, eski bir marksist.
Marksizmden İslamiyete atlamış. Entelektüel
bir tecessüs mü, dar bir dünyadan, müphem,
hudutları meçhul ufuklara taşmak ihtiyacından mı,
bilmiyorum. İbnHaldun konferansımı dinlemek için
Ankara’dan İstanbul’a geldi. Kısa sürdü halayımız.
Bir miktar sekreterliğimi yaptı.
Aliénation
üzerine
yazıları çıkıyordu. Spekülasyonlarına muhteva
kazandırmak için Calvez’yi okuttum. Anlamıyordu.
Hayli tercümeler yaptım. Tape edecekti, isteksizliği
yüzünden Calvez’yi bıraktık. Belki daha cazip gelir
diye Lamennais’yi çıkardım sahneye, iki üç seans
dayandı. Aramızda buzlar vardı. Eski şair, mutlak
hakikati bulmuştu. Ben, arayış içinde idim. Bununla
beraber oldukça müsamahakâr davrandı.
Yeni
Devir
’de iki yazısına konu oldum. Sonra, geldiği
gibi kayboldu. Hayal kırıklığına mı uğramıştı,
bilmiyorum. Siyasal Bilgiler’den Dil-Tarih’in Fransız
Filolojisi bölümüne geçen Özel, her iki dünyaya da
yabancı kalmıştı. Bir zaman aynı otobüste yolculuk
ettik. Tanışmak için ciddi bir emek harcadığımızı
söyleyemem. Sonra
Yeni Devir
’den ayrıldı, üç beş
arkadaşı ile
Yeryüzü Yayınları
’nı kurdular. Şimdi
Devlet Konservatuvarı’nda Fransızca hocalığı
yapıyormuş. Rimbaud’umuzu nasıl bir istikbal
bekliyor, kestiremem. Türkçesi cılız, bodur ve
musikisiz. Fransızcayı ancak tefeül yolu ile