56
Bu dergilerin her biri koro yapma iddiasıyla ve
aynı zamanda iştiyakıyla ortaya çıkmasına rağ-
men hep solo olarak kaldılar. Büyük Doğu, Necip
Fazıl teşebbüs ettiği sürece çıkmıştır, onun teşeb-
büsü herhangi bir nedenden dolayı akim kaldığı
anda dergi de tatile girmiştir. Bu kaderi Diriliş
dergisi de paylaşmıştır.
Bizim doğrudan yaşadığımız tecrübelerin so-
nuncusu olan Edebiyat dergisinde ise yine
Nuri Pakdil hazır olduğu zaman dergi çıkmıştır.
Bunun tipik örneği de şudur; Nuri Pakdil’in ya-
zısı hazır olduğu zaman “Beyler, yarın derginin
yazılarını matbaaya veriyorum, herkes yazısını
getirsin.” der. Fakat bizlerin yazıları hazır oldu-
ğu zaman “Abi yazılarımız hazır, ne emredersi-
niz?” diye sorduğumuzda, “Dahaca, dahaca…”
derdi ve o kelimeyle, kendi yazısı hazır oluncaya
kadar ertelerdi.
Bu dergiler kişisel olma kaderini parçalayamadı-
lar. Biz Mavera’yı çıkartırken derginin her şeyi
herkes tarafından paylaşılırdı. Bu hareketin diğer
öncülerimizden farklı özelliği buydu. Müşterek
hareket etme, ittifak hâlinde hareket etme kabili-
yetinin bütün bu arkadaşlar tarafından paylaşıl-
mış olmasıydı.
Mavera
’nın çıkışının asıl sebebini, şahıs merkezli ol-
mayan bir dergi ortaya koymak fikri oluşturur. Bir
kişiye değil, kendisini çıkartan bir ekibe göre şekil
alacak, bu ekibin hep beraber
verdiği kararlarla yü-
rüyecek biçimde, bir topluluk dergisi yayımlanması