62
Cahit Zarifoğlu
Ali Haydar Haksal; Cahit Zarifoğlu’nun ölümün-
de, Erdem Bayazıt’ın ağladığına ilk kez tanık olur:
“Erdem Bey’in hüngür hüngür sarsılarak ağladığına,
Cahit Bey’in cenazesinin taşındığındaki anına tanığım.
Dev gibi bir adamın böylesine ağladığını ilk kez görüyor-
dum. Rasim Bey de ilk acıyı o zaman tatmıştı. Daha son-
ra Alâeddin Bey’in cenazesinde birlikte olmuştuk. Cahit
Bey’in ölümü onları çok sarsmıştı. Sonraları ölüme mi
alıştılar, ne idiyse daha metin gördüm kendilerini.
Cahit Bey’in ölümünden sonra topluca Üsküdar’da bizim
eve gelmiştik, evde ağır bir hüzün vardı.”
Erdem Bayazıt’ın şiiri Cahit Zarifoğlu gibi karı-
şık imgelere, uzak çağrışımlara başvurmaz. Cahit
Zarifoğlu, müslümanın yaşantısının özenilir ve öz-
lenir yaşantı olduğunu belirleyebilmek için çoğun-
lukla anılara yönelir, toplumun bilinçaltını dile geti-
rir. Erdem Bayazıt’ta bilinçaltı yok gibidir, geçmişe
değil,
geleceğe yöneliktir ve bu görünümüyle kök-
tenci (radikal) bir nitelik taşır. Onun geçmişe yöne-
lişi bile bir hesaplaşma biçiminde ortaya çıkar, yiti-
rilmiş geçmiş için hesap sorar: ‘Biz vardık, şimdi o
biz nerede.’
Maraş’ta başlayan bir okuma-yazma eylemi, ede-
biyat tarihi açısından oldukça önemli bir aşamadır.
İslamî duyarlılığın çağdaş biçimleri bu eylemden
doğmuştur. Edebiyat öğretmenleri açısından da
şanslıdırlar.
***