Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 67

65
tüşen, diliyle, imgelemiyle, sesiyle kendine özgü
bir şiirdir. Tıpkı Ahmet Arif’in şiiri gibi… Erdem
Bayazıt’ın yerelden evrensele açılımı yanında,
Ahmed Arif’in yerel, hatta yöresel kaldığı; şiirleri ve
dünya görüşleri farklı bu iki şairin edebiyatımızdaki
yerlerinin paralellik gösterdiği söylenebilir.
Erdem Bayazıt, ses olarak kendi şiiriyle mutlaka bir
ilişki kurulacaksa, bu ilişkinin Nâzım Hikmet’le ya
da Ahmet Arif’le kurulabileceğini belirtir:
“Tempo
olarak, doz olarak, ritim olarak onlarla irtibat kurulabilir
ya da kurulmalıdır.”
der.
Mehmet Kaplan
Mehmet Kaplan,
Şiir Tahlilleri
’nde Erdem Bayazıt’ın
şiirini o dönemde, o anarşi döneminde kendince yo-
rumlar. Dönemin, ‘sığ’ ve ‘sağ’ bakışının çokça et-
kisinde kalır. Mehmet Kaplan, ‘emek’ten bahseden
Erdem Bayazıt’ı neredeyse Marksist olmakla itham
eder. Bayazıt’tan, Yunus Emre gibi yazmadığı için
hesap sorar Bayazıt’ı, Yunus Emrelere ihanetle yar-
gılar. Kaplan’a, sonradan pişman olacağı biraz ağır
bir yanıt verir. Gerçi Kaplan da sonradan, ‘
yanlış yap-
mışız’
der. Kaplan’ın en büyük hatası Bayazıt’a göre
şudur:
“Yani, herkes aynı şekilde yazmak mecburiyetinde
mi? Ayrıca Yunus Emre bu çağda yine aynı şiirleri mi
yazardı?”
1970’li yılların ideolojik bakışı ve sol sesin yük-
sekliğinde, patırtısında Erdem Bayazıt şiirinin se-
sinin yüksekliğini ‘sağ’ tanımı içinde görmek ve
değerlendirmek yanlıştır. Erdem Bayazıt’ın şiiri-
ni, ‘Müslüman bilincin, debisi yüksek sesi’ olarak
1...,57,58,59,60,61,62,63,64,65,66 68,69,70,71,72,73,74,75,76,77,...124
Powered by FlippingBook