66
görmek gerekir. Sağ ve sol kavramları Batıya ait.
Müslüman bir şairin, İslâmî bilinçli şiiri bu kavram-
ların içinde yer almaz. Onlar, İslâm medeniyetinin
şiiridir. İdeolojik seslerin egemen olduğu o dönem-
de Erdem Bayazıt’ın yüksek sesli şiiri ideolojik ol-
maktan öte yüksek sesle bir karşı koyuş, bir dire-
niş sesidir. Yüksek sesle türküsünü söyleyenin sesi.
Sesinin bu kadar yüksek olmasına rağmen ideolojik
bir ses değil. İdeoloji kavgalarının alaborasında, toz
dumanında sığındığımız bir sestir Erdem Bayazıt.
Ali Haydar Haksal
26 Haziran 1989… Elazığ… Hazar Şiir Akşamları…
Erdem Bayazıt da Ali Haydar Haksal da oradadır.
Ali Haydar Haksal, protokollerden uzak durur.
Kenarda, arkadaşlarıyla birlikte olmayı tercih eder.
Erdem Bayazıt ise eski milletvekili unvanı olduğu
için genelde protokolde yer alır. Bu sebeple etrafı
kuşatılır. Bir türlü baş başa kalamazlar. Haksal, öğ-
renciliğinin geçtiği bu şehri ve bu şehirde Erdem
Bayazıt’tan okuduğu
Sebeb Ey
kitabını düşünür.
“Son günün akşamı Hazar gölü kıyısında şiirler oku-
nacak. Gölün etrafı, platform ise çok kalabalık. İğne
atsan yere düşmez cinsinden. Fatih Kısaparmak kon-
ser vereceğinden, sanki bütün Elâzığ halkı oraya dö-
külmüş. Şiirler okunuyor. Türki Cumhuriyetlerden,
Balkanlar’dan gelenlerin ve genellikle yerel şairle-
rin ağırlıkta olduğu bu programda okunan şiirler-
den pek haz alamadım. O anki duygularım şöyle:
Gırtlaktan gelen tumturaklı sesler, okunan şiirler
hiç tat vermiyor. Sanki bir yârdan kayalar kopup