69
maz bir yerde durmaktadır. Alâeddin Özdenören
dışında herkes
Hamle
’yi ilk kez çıkaran kişi olarak
Nuri Pakdil’den bahsederken Özdenören,
Hamle
’nin
Pakdil’den önce bir iki sayı çıktığını, Pakdil’in bun-
dan sonra dergiyi yönetmeye başladığını söylemek-
tedir. Hepsinin Pakdil’le tanışması hayatlarındaki
önemli olaylardan birisidir. Pakdil’le, 1958 yılında,
Gençlik
gazetesinin yönetim yerinde, gazeteyi çıka-
ran Doğan Keçecioğlu’yla sohbet ederken karşılaşıp
tanışmışlardır. O tanışmada Pakdil, mütevazı kişili-
ğiyle gençleri etkilemiş, bir daha da ilişkileri kesil-
memiştir.
Bu gençlerin gelişim süreçlerini anlamak için şu
iki ayrıntıya dikkatinizi çekmek istiyorum. Rasim
Özdenören, okula kayıt yaptırırken
Hamle
’yi paray-
la satıyorlardı, almak mecburiydi, diyor. Kayıt son-
rası aldığı derginin kapağında, elle çizilmiş koca bir
resim ve altında da “Sait Faik’e Saygı” yazmaktadır.
Rasim Özdenören, Sait Faik’i yeni ölmüş okul mü-
dürü zanneder. Lise dergisi olduğuna göre, çıkar-
dıkları okul dergisiyle okul müdürüne saygılarını
sunmaktadırlar. Lise bire kayıt yaptırdığında Sait
Faik’in adını hiç duymamış olan bu genç, sonradan
adını Sait Faik’in yanına yazdıracaktır. Böyle bir sü-
reç hepsi için geçerlidir. Yazma dinamizmi ve öğren-
me açlığı içindedirler.
İkinci ayrıntı Erdem Bayazıt’tan.
“Lise ikide ben
klâsikleri okumaya başladım. Ev ödevim, zannederim,
Flaubert’den Madam Bovary idi. Tabi ondan evvel ben-
de müthiş bir Rus romanı aşkı başlamıştı. Dostoyevski