62
sayfayı da izlemiştir.
Arkadaş grubu içinde onları bu işe teşvik eden
olay Rasim Özdenören ve Ali Kutlay’dan gelmiştir.
Özdenören ve Kutlay,
Gençlik
gazetesinin edebi-
yat sayfasını hazırlamaya başlamıştır 1957 yılında.
Bu sayfa on beş günde bir çıkacaktır. Bu sayfa için
Alâeddin’den, Cahit’ten, Erdem’den yardım isterler.
Onlar da yazılarıyla ve şiirleriyle arkadaşlarının yar-
dımına koşar.
Maraş Lisesi
Maraş Lisesi onlar için edebiyat demektir.
Hamle
dergisi demektir. Her gün keşfedilen yeni bir şair
demektir. İzledikleri dergiler demektir. Çıkardıkları
edebiyat sayfaları demektir. Zaten bu grubun insanı
hayrete düşüren özelliği o yıllarda orada böylesi bir
edebiyat gayreti içinde olmalarıdır. Orası Maraş’tır.
Anadolu’nun ücrasıdır. Dışa kapalı tenha bir şehir-
dir. Hayat hikâyelerine baktığımızda insanı hayrete
düşüren husus Rasim Özdeöneren’in Dostoyevski
okumak için okulu bir kenara bırakabilmesidir.
Hepsinin yazı yazmak, şiir yazmak, hikâye yazmak,
dergi çıkarmak uğruna bütün kariyer planlarını, iş
hayatlarını ikinci plana atabilmeleridir. Bütün gay-
retlerini büyük bir dava fikrinin içinde eritebilmek
için çırpınmalarıdır. Bu gayret için üniversite öğ-
renimlerini ikinci plâna atmalarıdır. İnsanı hayrete
düşüren husus, bu gayret için Necip Fazıl’ın ömrü-
nü mahkemelerde geçirmesidir. Hapishaneyi göze
alarak yazı yazmasıdır. Öldüğünde bile üzerinde bir
buçuk yıllık hapis borcunun bulunmasıdır. İnsanı