56
nabilir. Hayatları boyunca birbirlerine hiç küsme-
dikleri, birbirlerinden ayrılmadıkları gibi, edebiyat
planında da hep birlikte hareket etmişlerdir. Doğru
çizgi hiç eğrilmemiştir. Aynı davaya omuz vermiş-
lerdir. Lisede bu gençleri birbirine kaynaştıran, ha-
yatları boyunca birbirlerinden hiç ayırmayan temel
etmen bence edebiyattır. Buna, edebiyat üzerinden
isimlerini Türkiye’ye duyurdukça Maraş eklenmiş-
tir. Temeldeki kardeşliği kuran edebiyat, Maraş’tan,
aynı şehirden çıkmanın getirdiği rüzgârla birlikte
gençlik yıllarından itibaren kendilerini adayacakları
İslâm davasının mayası olmuştur.
Beş kardeş; ayrı aileler, ayrı şehirler, ayrı insanlar,
hatta ayrı edebiyat anlayışlarına rağmen, aynı da-
vaya omuz vermenin, aynı mücadelenin parçası
olmanın getirdiği hassasiyetler onları her zaman
bir arada tutmuştur. Hepsinin arkadaşlıklarına, bu
birlikteliğe bir katkısı vardır. Getirdiği bir yenilik
vardır. Bir ömür boyunca taze tutulan kardeşlik de-
recesindeki bu arkadaşlık, hayatlarını düşünmeden
adadıkları İslâm’ı bir dünya görüşü, bir hayat tarzı
olarak Türkiye’nin entelektüel gündemine taşıma
savaşında onları bir arada tutmuştur. Bu birliktelik
hayat plânında da, edebiyat plânında da onlara her
zaman güç, kuvvet vermiştir. Ancak arkadaşlıkları-
nı herhangi bir fikrin yılmaz savunucusu, aynı dava-
nın neferleri şeklinde izah etmek de bence yetersiz-
dir. Arkadaşlıkları, bir insanın en samimi, en berrak
olduğu çocukluk dönemlerinde, gençlik çağlarında
başlamıştır. Edebiyatın işlevi onları arkadaşlık ka-
nalında akıtabilmesidir. Farklı mizaçları bir araya