Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 61

59
zarlara “ötekiler” muamelesi yapılmaya başlanmış-
tır. İşi ciddiye alırlar, derginin adını bile belirlerler:
Mağara.
Dergi teklifini Karakoç’a iletirler. Ondan görüş alır-
lar. Karakoç girişimlerini olumlu bulur, ayrıca der-
ginin adını da beğenir. Bence, şiirimizin ve hikâye-
mizin 1950’li yıllarla girdiği yola, edebi yönelişin
içinde bulunduğu duruma mağaranın karanlığı ve
belirsizliği denk düşmektedir. Özellikle Zarifoğlu
ve Rasim Özdeöneren’in sanatları buradaki belir-
sizlikle de örtüşmektedir. 1950’li yıllarla birlikte
modern şiir, büyük şehirlerde yaşayan insanı bütün
yalnızlığı içinde kavrama çabası içindedir. Bu kav-
rayışın, neyle karşılaşılacağı bilinemeyen belirsiz-
liği içindeki sanatsal üretim mağaradaki karanlık
ve belirsizlikle örtüşmektedir. Özellikle Zarifoğlu
ve Rasim Özdenören bu kavrayışın şiir ve hikâye
alanlarındaki yansımalarına açık sanatçılardır. Bu
iki arkadaşın başlattığı girişim ciddiye biner. Cahit
Zarioğlu derginin maliyeti için borç para bulur. El
ilânları, tanıtım broşürleri basılır. Kitapçılarda, arka-
daş çevrelerinde ilanlar, broşürler dağıtılmaya baş-
lanır. İki arkadaş tanıdıkları yazarlara dergilerinde
yer almaları içinmektuplar yazmaya başlar. İletişime
geçtikleri bütün yazarlardan olumlu cevaplar alınır.
Dergi baskı aşamasına gelmiştir. Son hareket mat-
baadır. Kendilerini dergiye kaptıran iki arkadaşa;
Cahit Zarifoğlu ve Rasim Özdenören’e Karakoç bir
gün, “Vazgeçin.” der. Bu kadar. “Vazgeçin.” İki ar-
kadaş, onca hazırlıktan bile söz etme gereği duy-
maz, neden diye sormaz. Sadece “başüstüne” der
1...,51,52,53,54,55,56,57,58,59,60 62,63,64,65,66,67,68,69,70,71,...156
Powered by FlippingBook