Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 45

43
yordu, bense gözyaşları içinde susmaya çalışıyordum. Bu
olaydan iki yıl sonra 1947’de okula başladık. Okula baş-
lamayı öylesine çok istiyor, okullu olmaya öylesine can
atıyorduk ki ablamı okula kaydettirdiklerinde evde bizi
zaptedemez olmuşlardı. Okulun dağılma zamanında ço-
cuklar dağılmazdı.
Böylece bizim evin önünden de bölük bölük öğrenciler ge-
çer ve biz onların arasında yer almaya can atardık. Nice
sabırsızlıklardan sonra bizim de okula kayıt zamanımız
geldi. Okulun açılacağı gün üç kardeş, daha sabah olma-
dan kalktık. Evimizin alt katında geniş bir mutfağımız
vardı. Bu mutfağın bir yanında da kaynak suyu dur-
madan akan bir çeşmemiz ve mini bir havuzumuz. Bu
çeşmede durmadan yıkanıyorduk. Yıkanıyor, bir daha
yıkanıyor, bir daha yıkanıyorduk. Ta ki annem bizi yuka-
rıya kahvaltıya çağırana kadar yıkanmamızı sürdürdük.
Kahvaltıdan sonra okula gideceğiz ya, bir an önce kahval-
tıyı savuşturup evimizin yaklaşık yüz metre aşağısında,
evimizin karşısına düşen Sakarya İlkokulunun kapısına
dayandık. Fakat kapı henüz kapalıydı. Okulun tahta, do-
layısıyla aralarında yarıklar bulunan kapısından içeri-
ye bakınıyorduk. Nihayet, nice zaman sonra kapı açıldı.
Hemen okulun bahçesine daldık. Şimdi düşünüyorum da
okula annesi babası tarafından götürülen çocuklar tuha-
fıma gidiyor. Okula gitmemek için ağlayan çocukları ya-
dırgıyorum.”
1...,35,36,37,38,39,40,41,42,43,44 46,47,48,49,50,51,52,53,54,55,...156
Powered by FlippingBook