Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 62

60
bitkiden ve hayvandan ayırmış oluyoruz. Çünkü bitki
için de hayvan için de seçme mecburiyetinden kaynakla-
nan çatışmanın sözü bile edilemez.”
İşte insana bahşedilen bu seçme hakkı Özdenören’e
göre onun trajedisinin de ontolojik boyutunu oluş-
turur. Nitekim o İslam tarihinde, Hz. Ali ile Hz.
Muaviye arasındaki ihtilaf ile bu ihtilaf esnasında
her iki tarafta yer alan Müslümanların içine düştü-
ğü durumu; Hallacı Mansur’un yaşantısı ve öldü-
rülmesine karar verilme sürecini, baştan sona ve
iç içe trajik durum taşıyan sahnelerle dolu olarak
tanımlar. Bu durumda Hallacı Mansur’un iddiası
ve savunması, onu yargılayan yargıçların durumu,
ahalinin Hallacı Mansur’a karşı olan tutumu ve ni-
hayet o taşlanırken ona taş yerine gül atan İmam
Şibli’nin hâli ayrı ayrı birer trajik durum örneği-
dir ve Müslümanlar günlük hayatlarında çatışmalı
durumlarla yani trajedi ile her zaman karşı karşıya
gelebildikleri içindir ki Müslüman yazarlar da eser-
lerinde trajik olanı işleyebilirler. Beşer oluşun ister
istemez ‘trajik’ boyutlara sahip olması sadece ‘edebî’
bir problem olmayacak kadar ciddi ve tartışılması
gereken bir problemdir ister istemez.
Özdenören’in
“Batı ile yüzleşmede, bence eteğindeki
taşı dökmemiş taraf Müslümanlardır.”
tespitinde işaret
ettiği taşlardan biri de “trajik” olanı yabancı bir olay
görüp dışlama, tanımazdan gelme alışkanlığımızdır.
Özdenören’in bu özelliğinden dolayı bir zamanlarA.
Gaffar Taşkın imzasıyla Turgut Özal için yaptığı tes-
pitin, kendisi için de geçerli olduğunu söyleyebiliriz:
“tabu yıkıcı”. Nitekim şu cümleler de Rasim Bey’in
1...,52,53,54,55,56,57,58,59,60,61 63,64,65,66,67,68,69,70,71,72,...164
Powered by FlippingBook