Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 176

174
Müge K. Davran & Burhan Özalp & Naciye Tok & Burak Öztornacı
da kapitalist ilişki ağlarının (network) içine girerek sömürülebilmektedir (Keyder ve Yenal,
2013).Durumun böyle olması nedeniyle, çiftçiler açısından tarımın sürdürülmesi dış borç-
lanmaya bağlı olmaktadır. Bu nedenle de 2012-2016 yılları arasında kullanılan tarımsal
kredilerde çok hızlı bir artış olmuştur. 2004 yılında 2.4 milyar TL olan kısa vadeli krediler
2016 yılında 21 milyar TL’ye; 2002 yılında 2.5 milyar TL olan orta ve uzun vadeli krediler
2016 yılında 49 milyar TL’ye; 2002 yılında 209 milyon TL olan takipteki krediler 2016 yılın-
da 2 milyar TL’ye çıkmıştır (BDDK, 2017). 2002-2016 yılları arası kullandırılan toplam nakdi
kredi 5 milyar TL’den 70 milyar TL’ye çıkmıştır. Burada kısa vadeli kredilerdeki önemli
artış şu şekilde yorumlanabilir. Girdi maliyetlerinin çiftçiler aleyhine gelişmesi, devletin
ürün-girdi piyasasından çekilmesi, çiftçilerin ürün-girdi piyasasını kontrol edenlere karşı
yalnız kalması ve Olhan’a (2012) göre de tarımsal desteklerin cari fiyatlarla artarken sabit
fiyatlarla azalması gibi nedenlerden dolayı çiftçiler tarımsal üretimi devam ettirmek ya da
günü kurtarmak amacıyla kısa vadeli kredilere eğilim göstermektedir. Tohumluk, kimyevi
gübre, bitkisel ve hayvansal üretimde ilaç kullanımı, akaryakıt vb. ihtiyaçlar için kullanılan
kısa vadeli kredilerin vadeleri en çok 1 yıl olduğu ve sermaye birikimine doğrudan katkısı
olmadığı için çiftçilerin tarımsal üretimi borçlanarak devam ettirmesi çiftçiler açısından
önemli risk ve tehlikeleri içinde barındırmaktadır. Bununla birlikte tarımsal işletmenin canlı
ve cansız demirbaş unsurlarını oluşturan her türlü tarımsal araç-gereç, iş ve irat (gelir
getiren) hayvanlarının sağlanması için ve yatırım amacıyla kullanılan orta ve uzun vadeli
artışına da temkinli yaklaşmak gerekmektedir. Bu durumun nedenleri arasında tarım alan-
larının ciddi şekilde daralması, tarımdaki istihdam oranının gerilemesi, sanayinin yerinde
sayması, buna karşın hizmet sektörünün payının giderek artması, tarımsal dış ticarette
önemli açık verilmesi gösterilebilir.
Tarımda gelinen noktada kırsaldaki gençlerin gözünde tarımın itibarını yitirmesi tarımı iyi
bir yaşam için geçim aracı olarak görmemelerine neden olmaktadır. Buna bağlı olarak
gençlerin kırsalda kalması ve tarımda istihdam edilmesi zorlaşmaktadır.
Diğer taraftan tarımın geleceği ve devamlılığı açısından kırsaldaki gençlerin tarım sektö-
ründe devam etmesi önem arz etmektedir. Ülkelerin çiftçi yaş ortalamaları dikkate alındı-
ğında, gençlerin tarım sektöründe yer almadığı görülmektedir. Amerika Birleşik Devlet-
lerinde her beş yılda bir yapılan ve en son 2012 yılında yayınlanan rapora göre ortalama
çiftçi yaşı 58’dir. 35 yaşın altında olanların oranı % 6 iken, % 61’i 35-64 yaş aralığında, %
33’ü ise 65 ve üstü grupta yer almaktadır (USDA, 2012). Jöhr’ün çalışmasında (2012) ise,
Avrupa Birliğindeki çiftçilerin üçte birinden fazlasının 65 yaşın üstünde olduğu ve 35 yaşın
altında olanların oranının % 5’den düşük olduğu vurgulanmıştır. Yine aynı çalışmada, Ja-
ponya’da ortalama çiftçi yaşının 67 olduğunu belirtilmiş ve benzer eğilimin bütün OECD
ülkelerinde olduğunu ifade edilmiştir. Türkiye’de ortalama çiftçi yaşı ile ilgili TÜİK’de doğ-
rudan bir veri olmamakla beraber TÜİK (2016) verilerine göre kırsaldaki yetişkin yaş gru-
bunun (14-65) % 48.3’ünü 40 ile 64 yaş grubundaki kişiler oluşturmaktadır. Bu kişilerin de
ağırlıklı olarak tarım sektöründe istihdam edildikleri bilinmektedir. Yıldırım ve Akın (2017)
Türkiye’de ortalama çiftçi yaşını 54 olarak bildirmişlerdir. Nitekim değişik alan araştırması
sonuçlarına göre de tarımsal faaliyetlerle uğraşanların ortalama yaşı yüksektir. Diğer bir
1...,166,167,168,169,170,171,172,173,174,175 177,178,179,180,181,182,183,184,185,186,...208
Powered by FlippingBook