SU GİBİ AKAN
GENÇLİK YILLARI
Atasoy
MÜFTÜOĞLU
- 107 -
insan, günahkâr, iradesiz bir varlık olarak tanımlandı. Kimi
yaklaşımlar insanı cinsel eğilimler merkezinde tanımladılar.
Tüm ideolojiler insanı tek boyutlu ve maddi ölçütler içerisin-
de değerlendirdi. İslam, insanı maddi ve manevi bütünlüğün
ifadesi olarak görüyor.
Genç kuşaklar bilinçli bir iradenin, bilinçli bir üretkenliğin,
bilinçli bir anlam ve amaç mücadelesinin, bütünlüklü bir si-
yasal bilincin ifadesi olduklarında (kendi tercihlerinin öznesi
olabilirler. Genç kuşaklar kendilerine ait olmayan bilgiler/dü-
şünceler tarafından araçsallaştırılmalarına izin vermemeliler.
Genç kızlarımızın görsel nesneler haline gelmelerine seyirci
kalınamaz. Genç kuşakların medya zehirlenmelerine karşı,
medya şiddetine karşı, propaganda saldırılarına karşı, biri-
kimli/donanımlı olmaları gerekir. Gençler, rahatlatıcı, hayal
alemlerine ve hayali umut dünyalarına sürükleyen oyalayı-
cı hamaset/popülizm diline karşı da uyanık olabilmelidir.
Eleştirel akla sahip olmayanlar, kendilerini nesneleştiren, me-
talaştıran, sürüleştiren süreçlere kendileri katkıda bulunurlar.
Eleştirel akıl olmayınca insanlar sürekli olarak avutulabilirler,
aldatılabilirler, yanlış ve gerçekdışı beklentilere sevk edilebi-
lirler. Romantik varsayımlar da insanları düşüncesizleştirebi-
lir. Ölümsüz üstadlar/düşünürler/mübarek zatlar konusunda
da genç kuşakların eleştirel bir dikkate sahip olmaları hayati
önemi olan bir konudur. Günümüzde görsel-işitsel sistemin
yayılmasıyla birlikte okuma oranları hızla düşüyor. Televizyon
