34
leyicinin gözünü özgün imge parıltılarıyla kamaştı-
ran bir Necip Fazıl…
Üst düzey bir deniz subayı ya da Paris diplomalı
seçkin bir akademisyen olmak yerine, ‘bir dünyanın,
bir hayat tarzının, bir kültürün toptan inkâr edildi-
ğini gören, kökten kopuşun, gitgide küçülüşün acı-
larını yaşayıp’
21
şairliği seçen bir Necip Fazıl…
İnandıkları uğruna dünya nimetlerinden vazgeçme
erdemini gösterebilen, Bakan Hasan Âli Yücel’in ‘
Ya
mektepteki dersi ya mecmua, birinden birini tercih etmesi
lazım geldiği ihtar olunur.
’ koşuluna karşı, akademi
müdürüne: ‘Verin bir kâğıt kalem. 54 kişilik bir sı-
nıftansa bütün bir memleket gençliğine hitap etme-
yi tercih ettiğimi bilmukabele ihtar ederim!’ diyerek
kendisine verilen unvanları iade eden bir Necip Fa-
zıl…
22
‘Tumturaklı laflar söyleyen, üst perdeden konuşan,
genellemeler yapan, asan ve kesen, gerçekçilikten
hayli uzak hedefler koyan ve sanki o hedefe hemen
yarın ulaşılacakmış gibi bir hava yayan’
23
bir Necip
Fazıl…
‘Batı’ya yönelip Doğu’yu ihmal etmeyelim’ demek
yerine Doğu’yu aşırı ve abartılı bir şekilde kutsallaş-
tıran bir Necip Fazıl…
‘Tarihe tek yönlü bakmayalım’ demek yerine, resmî
21 Beşir Ayvazoğlu; a.g.y.
22 Necip Fazıl;
Ahmet Kabaklı Söyleşisi,
Türk Edebiyatı,
Necip Fazıl Özel
Sayısı,
S. 117, Temmuz 1983.
23 Ahmet Hakan Coşkun; [2]
Aykırı Bir Necip Fazıl Yazısı
, Hürriyet, 26 Mayıs
2006.