Gençlik ve Spor Bakanlığı Yayınları - page 26

24
Necip Fazıl,
burada
Nakşibendi Şeyhi Abdülhakim
Arvasi
ile tanıştığı anda rahatladığını, birbirinin içine
girerek alanlarını kaybetmiş olan tüm duygularının
yatıştığını hisseder; ama yine de kurduğu hayattan
vazgeçemez. Artık iyice bunaldığı, kendi deyişiyle
‘hafakanların bastığı’
zamanlar tüm yaşamını kuşatır.
Şiirlerindeki pişmanlık ve acı kavramları koyulaşır.
Yine de
‘Büyük Veli’
yi ziyaret etmeye devam eder.
Geçiş dönemi çok sancılıdır, en rahat şiirlerinde bile
ölüm bir imge olarak dolaşmaktadır.
Arvasi’nin öğütlerine tam anlamıyla uymaya
karar verdiğindeyse büyük dönüşümünün hemen
öncesinde bir muhasebe yapar ve bir bilanço çıkarır:
‘Tam otuz yıl saatim işlemiş, ben durmuşum
Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.’
‘Evrenin sonsuzluğundan,
eşyadan ödü kopan, oradan
kendisini alıp insanların
dünyasına çarpan, dünyada
tükenen, tükenirken de
övünen bir adam: Trajiğin
acısını etinde duyar
Necip
Fazıl;
mazoşisttir; ‘ağrısız
bir bıçak gibi’ karnında taşır
onu. Çizgisi, evrenden
dünyaya doğru iner.’
12
İçindeki huzur, eserlerine ve üretkenliğine de yansır,
ne de olsa
“tomurcuk derdinde olmayan ağaç, odundur.”
12 Cemal Süreya;
Şapkam Dolu Çiçekle
, Çizgi Yayınları, İstanbul 1985.
1...,16,17,18,19,20,21,22,23,24,25 27,28,29,30,31,32,33,34,35,36,...164
Powered by FlippingBook