28
dair raporla dokuz aylık cezasını tehir ettiren şair,
tam da raporun bitmesine yakın bir zamanda,
Malatya Hadisesi’nden sorumlu tutularak yine
yargılanır. Olayların büyü- mesi üzerine Bakırköy
Akıl Hastalıkları Hastanesi’nden bir rapor almaya
çalışması da bir işe yaramaz. Cezasının infazı
için Üsküdar Toptaşı Cezaevi’nin yolunu tutar.
Malatya Davası için Malatya’ya sevk edildiğinde de
mahkemede unutulmaz bir savunma yapar.
“Benim, müteşebbis sanıkları doğrudan doğruya
azmettirdi- ğime dair elde hiçbir delil bulunmadığına, her
şey yazılarımdan alınan ilhamla yapılmış farz edildiğine
ve bütün mesele böyle bir faraziyenin ceza hukuku
bakımından suç teşkil edip etmeyeceği üzerinde olduğuna
göre, bu davayı kökünden hall ve fasl edici bir misali
takdim etmeliyim: Dünya edebiyatında kıskançlığın
şaheseri Othello’dur. Shakespeare’in meşhur Othello’su.
Şimdi; hastalık derecesinde kıskanç bir koca, sırf bu hissi
yüzünden karısını öldürse de cebinden Othello (adlı
eser) çıksa şu kürsünün üzerine eğilmiş, beni hayretle
dinleyen kaytan bıyıklı savcı, Shakespeare’in iskeletine
pranga vurulması için Londra Savcılığı’na müzekkere mi
yazacaktır?”
Davanın sonunda şairin olaylarla bir ilişkisinin
bulunmadığı anlaşılır.
Bir başka mahkûmiyetini de sekiz aylık bir cezayla
tamamladıktan sonra 1959’da bu kez toplam yüz yıl
civarında bir süre yatmak tehdidiyle yargılanırken
üç günlük bir mahkûmiyetin ardından Başbakan