16
rüyaların birbirine karıştığı seksenleri doksanla-
ra bağlayan yılların duyarlıklarını da içeriyor. Bazı
şeyleri açıklamanın marşlara düştüğü zamanların
izlerini taşıyor bazı şiirler. Akif İnan’ın bu eserleri-
nin yanında ‘Edebiyat ve Uygarlık’ ve Oktay Çağlar
ile birlikte Eğitim Enstitüleri için ders kitabı ma-
hiyetinde yazdığı
‘Yeni Türk Edebiyatı’
kitapları da
mevcuttur. Fikir ve edebiyat dünyamızın efsane
kişilikleri, elinden yazmak geldiği hâlde koşuştur-
mayı konuşmaya, yapmayı yazmaya tercih eden-
lerdir. Fethi Gemuhluoğlu’nun şahsında bu efsane
kişiliklerin dünyamızda bıraktıkları izler kolay sili-
necek izler değildir. Akif İnan bu
iki şahsiyetin (ya-
zan ve yapan) tam ortasında durur. İkisine de hem
aynı uzaklık hem de aynı yakınlıktadır. Vefatından
bu güne dönüp baktığımızda yazdıkları yaptıkları-
nı, yaptıkları yazdıklarını tamamlayan bir şair ola-
rak anılmıştır Akif İnan. Bir yönü diğer bir yönünü
eksiltmemiştir hiç. Ne zaman insan anlamsız bir söz
yığınına dönüşmüşse hemen tenha sözlere hicret et-
miştir. Miting meydanlarında bir şair ne yapar? Hak,
emek ve adalet gibi kelimeleri terk edilmiş tenhasın-
dan alarak halkla tanıştırır. Hakkı halka yaklaştırır,
halkı hakka… Yedi yıl boyunca eğitim emekçilerini
ve memurları müşterek bir sözde birleştirmek için
öncülük etmesi, başkanlık görevini üstlenmesi şiir-
den kovulmuş, düz yazıda unutulmuş hak, adalet
ve emek gibi kavramları yeniden hayatın merkezine
kaim kılmaktadır.
1999 Haziran’ında sendikanın Ankara mitingi son-
rasında rahatsızlanır, hastaneye kaldırılır. Hastane
