13
Uyar, Attila İlhan ve Behçet Necatigil gibi şairleri
es geçmeksizin şiirin köklerine inmeyi başarmıştır.
İsim babalığını kendisinin yaptığı
Edebiyat
dergisi,
şairin edebiyat ve düşünce düalizmine düşmeden
kendini net olarak ifade ettiği en sahici platformdur.
Rasim Özdenören’in tabiriyle Necip Fazıl Kısakürek
nasıl ‘Heceyi kentleştiren şair’ ise Mehmet Akif
İnan
da Cumhuriyet dönemi hececi şairlerin elinde defor-
me edilen halk şiirini hece formunu yeniden aslına
rücu ettiren bir şairdir. Divan ve halk şiirini klişeye
düşmeden, tekrara kapılmadan yeniden ihya edebil-
me başarısı göstermiştir. 1980 yılının başına kadar
yayımlanan
Edebiyat
dergisi Nuri Pakdil’in aksiyo-
ner kişiliğinde bir araya gelmiş şair ve yazarlardan
oluşmaktaydı ki aynı zamanda Yeni İslamcı akımın
edebî sesi olarak tanınmıştır. Akif İnan’ın burada
yazdığı şiir, toplumcu şiir modasına eşlik eden bir
şiir değil; daha çok deruni, iç âlem şiiridir.
Kişisel dertlerden çok toplumsal, insani sorunların
kanattığı bir yüreğin dile gelişidir. Şair kişiliği aksi-
yoner kişiliğine, şairlikle yoğrulmuş aksiyoner yönü
de eğitimci tarafına etki etmiştir. Aynı zamanda kel-
li felli hocaların öğretmediklerini öğreten bir öğret-
mendir. Başlangıçta üç yılı Uşak İmam Hatip Lisesi
(1972-1975) olmak üzere Gazi EğitimEnstitüsü (1977-
1980) ve Ankara Fen Lisesi’nde Türkçe-Edebiyat öğ-
retmenliği yaptı. Akif İnan’ın eğitimci kişiliği hem
teorik hem de pratik yönden incelenmesi gereken
bir noktadır. Öyle ki son dönem eğitim dünyamızda
rol alan şair ve yazarların sayısı bir taraftan azalır-
ken diğer taraftan öğretmenin bu niteliği ne yazık
ki görmezden gelinmektedir. Gerek eğitimci gerek-
