45
lere açıklamak için gelmiştir. Fakat, Karakoç’un bu
kararını açıklamasından sonra kendisine ilk itiraz
Erdem Bayazıt’tan gelir. O, derginin artık milletin
malı olduğunu ve yayının durdurulmasının isabet-
li bir fikir olmadığını, hatta derginin kapatılmaması
için gerekirse memuriyetten bile istifa ederek, sade-
ce Karakoç’un isteyeceği yayın işleri ile uğraşacağını
belirtir. Nuri Pakdil de itiraz etmektedir; zira o da
derginin yayın aşamasında ve bayilere dağıtımın-
da gayet samimi bir gayret sarf etmektedir; ama
Karakoç kararında sabittir ve uzun süren konuşma-
lar neticesinde bir türlü ikna olmaz. Gelişmeleri ak-
tarıp fikirlerini açıkladıktan sonra Ankara’dan ayrı-
larak İstanbul’a döner.
Diriliş
artık kapanmıştır. Toplum hayatındaki bir-
çok temel meseleye ışık tutarak açılım sağlayan bir
dergi olan
Diriliş
’in kapanması, Bayazıt’ın ve yakı-
nındakilerin gerçekten üzüntüyle karşıladıkları bir
durumdur. Çünkü, Karakoç’un
Diriliş
’i, onlar için
Necip Fazıl’in
Büyük Doğu
’sundan sonra düşünce
ve sanatta ikinci bir okuldur.
Diriliş
hem bir medeniyetler mukayesesi hem
de bir medeniyetler sentezidir. Bunda kuşkusuz
Karakoç’un kültür ve sanat anlayışlarındaki derin-
lik yatmaktadır. Zira gerek eserlerinden gerekse
hakkında yapılmış çalışmalardan anlaşılacağı üze-
re, Sezai Karakoç hem Doğu hem de Batı kültür ve
edebiyatını çok iyi bilerek her iki kültür aleminin
kaynaklarına ve hayatın ta kendisine de bu gözle
yaklaşmayı tavsiye eder.